MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/09/2006NUMARASI : 2003/659-2006/543Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi ve davanın süratle sonuçlandırılması, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasanın 27. maddesi (HUMK’nun 73. maddesi) uluslararası sözleşmeler ve Anayasanın 36. maddesiyle en temel yargısal hak olarak kabul edilen hukuki dinlenilme hakkı gözetilerek, mahkeme, tarafları dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür.Taraf teşkilinin sağlanması Anayasanın 90/son maddesi delaletiyle AİHS’ nin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir. Bu nedenle, öncelikle yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esasına girilmesi esastır. Ne var ki, dava dilekçesinin usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edildiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Mahkemece, tebligat yapılamayan davalının adresinin tespit edilememesi nedeniyle ilanen tebligata karar verilmiş ve anılan ilan 18.11.2004 tarihli gazetede yayınlanmış ise de, davalının adının ''E. E..'' olmasına karşın, yapılan ilanda adının ''E..E..'' olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; yanlış isme göre yapılan ilanen tebligatın usulüne uygun olduğu söylenemez. Davalının savunma hakkını kullanamadığı ortadadır. Hal böyle olunca; usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlandıktan sonra yanların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedeni uyarınca davacının bütün, davalının ise sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.