Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10945 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 8652 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: KÜTAHYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 17/05/2006NUMARASI: 2006/200-212Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, hakkında Sulh Hukuk Mahkemesince kısıtlılık kararı verilerek vesayet altına alınan M. A. E. ’nun vesayet makamının izni olmadan adına kayıtlı 19, 47, 1 ve . Parsel sayılı taşınmazlarını sattığını, bu hususta Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan sorumlu olduğunu, dört adet taşınmazın satışının hukuki sebebinin dayanağının olmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptaliyle M. A. E. Adına tescili isteğinde bulunmuştur.Davalılar, tapu kaydına güvenerek taşınmazları aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davacı Hazinenin dava açmakta hukuki yararı ve taraf sıfatı bulunmadığından sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ’ün raporu okundu, düşüncesi -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, sıfat yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden, çekişme konusu . ada . . ada . ada . . Ada. parsel sayılı taşınmazların 1.2.2005 gün 389 sayılı, 30.6.2005 gün 573 sayılı akitlerle davalılara temlik edildiği ve. ada . parsel ve . Ada . parsellerin bu temliklerden sonra 9.2.2005 tarihli akitle el değiştirdiği görülmektedir. Diğer taraftan, kayıt maliki M. A. E. ’nun temyiz kudretine sahip olmadığı, bu nedenle hacir altına alındığı, Kütahya Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.10.1998 gün 1998/55 esas – 1122 karar sayılı kararı ile kendisine vasi tayin edildiği de anlaşılmaktadır.Hazine, bu işleyiş içerisinde Tapu Sicilinin tutulmasından Türk Medeni Kanununun 1007.maddesi hükmü gereğince sorumlu bulunduğu düşüncesiyle eldeki davayı açmıştır. Sicile yönelik davaların sicilden kaynaklanan hak sahiplerince açılması gerekeceği de kuşkusuzdur. Eldeki davada sicilde hak sahibi olan kişinin ehliyetsiz olduğu vesayet altında bulunduğu sabittir. Öyle ise davanın vasi eliyle açılması gerekeceği ve ehliyetsiz adına hukuken onun tarafından korunması gerekeceği muhakkaktır. Ancak, ehliyetsiz kişinin zararı sonucunu ortaya koyacak tasarrufundan ötürü Hazinenin Tapu Sicilinin tutulmasından dolayı sorumlu olabileceği de düşünülmelidir. Bu durumda, Hazinenin eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu buna bağlı olarak ta davada taraf sıfatının mevcut olduğu açıktır.Hal böyle olunca, taşınmazın önceki kayıt maliki ehliyetsiz kişinin vasisi tarafından dava açılmasının sağlanması, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacı’nın temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428 maddesi gereğince BOZULMASINA, 9.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.