Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10918 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 8787 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ : KADINHANI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/04/2006NUMARASI : 2005/74-53Taraflar arasında görülen davada;Davacı,kayden maliki bulunduğu . ve . Parsel sayılı taşınmazları köy camisi yapılması için diyanet vakfına bağışlamayı amaçladığını,köy azası ile yaptığı görüşmeler sonucunda hataya düşürülüp,kandırılarak satış yoluyla davalıya temlik yapıldığını ileri sürüp hata ve hile nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline,olmadığı taktirde bedelinin tahsiline,bu da olmadığı taktirde taşınmazın tapu kaydına gelirinin köy camisine kullanılacağı şerhinin konulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı,dava konusu taşınmazların davacının isteği ile köy tüzelkişiliği adına satış yoluyla temlik alındığını,satış bedeli ödemediklerini,iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece,çekişme konusu taşınmazların davalıya temlikinin hile ile olduğu iddiasının ispat edilemediği,ancak taşınmazların davalıya temlikinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar,davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla,tetkik hakimi E. K. in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava,hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil,olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkindir.Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden,toplanan delillerden;davacının çekişme konusu .ve .parsel sayılı taşınmazlarını 19.10.2001 tarihli akitle davalı Karakurtlu köyü tüzelkişiliğine satış yoluyla temlik ettiği anlaşılmaktadır.Davacı,anılan taşınmazları köy camisi yapılmak üzere Türk Diyanet Vakfına bağışlamak istediği halde köy azası ve muhtarı tarafından kandırılması suretiyle temliki satış yoluyla davalı köy tüzelkişiliğine yaptığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Davada ileri sürülen iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre hile hukuksal nedenine dayanıldığı görülmektedir Bilindiği üzere; hile,genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K'nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz.Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Ş. ) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan,hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir. Somut olayda;dava konusu taşınmazların,temlik tarihinden itibaren tarım arazisi olarak davalı tarafından ihale yoluyla kiraya verilmek suretiyle tasarruf edildiği sabittir.Bu durumun davacı tarafından bilindiği de açıktır. Bu olgu gözetildiğinde dava tarihi itibariyle Borçlar Yasasının 31.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin gerçekleştiği, davacının hileyi öğrenme tarihi olarak belirttiği olguların kabul edilemeyeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca;davanın hak düşürücü süre gözetilmek suretiyle reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,9.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.