MAHKEMESİ : SARIOĞLAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/05/2011NUMARASI : 2008/8-2011/96Taraflar arasındaki davadan dolayı Sarıoğlan Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 17.05.2011 gün ve 2008/8 esas 2011/96 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 15.02.2012 gün ve 12983-1510 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacılar vekilince istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir.Çekişme konusu 3923, 5071 ve 5361 parsel sayılı taşınmazların miras bırakan A. S. vekili tarafından 17.11.1999 tarihli akitle davalı vakfa satış suretiyle devredildiği kayden sabittir.Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsufi-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 634, Borçlar Kanunun 213 (6098 sayılı Yasanın 237. maddesi) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.Somut olaya gelince, Dairenin bozma kararı içeriğinde değinildiği gibi, miras bırakanın gerçek iradesinin bağış olduğu, nitekim vakıf karar defterinde de bu hususun doğrulandığı, ancak tapu memuru önünde iradesinin satış şeklinde açıklandığı sabittir. Bu durum muvazaanın tipik örneği olup, dosya içeriği ile miras bırakanın varlıklı olup mal satmaya ihtiyacının olmadığı da açıktır. Bedeller arasındaki aşırı oransızlık da muvazaayı kanıtlayan diğer bir olgudur. Mahkemece davanın kabulü yönündeki karar doğrudur. Ancak, maddi hataya dayalı olarak hüküm dairece bozulmuştur. Anılan bu husus karar düzeltme isteği üzerine bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairenin 15.02.2012 tarih, 2011/12983 Esas, 2012/1510 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, Mahkemenin 17.05.2011 tarih, 2008/8 Esas, 2011/96 K sayılı kararının ONANMASINA, 08.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.