MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/09/2012NUMARASI : 2011/424-2012/538Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 5839 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu bağımsız bölümün davacı, 19 nolu bağımsız bölümün davalı adına kayıtlı olduğu, eldeki davanın 16 nolu bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi isteği ile davacı tarafından açıldığı, davalının taşınmazdaki tüm bağımsız bölüm numaralarının hatalı olduğu, bu sebeple fiili kullanımın çap kayıtlarına uygun olmadığı ve tapu kayıtlarının fiili kullanıma göre iptal edilerek numaralandırmanın düzeltilmesi gerektiğini savunduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda taşınmazdaki 1, 2 ve 3 nolu bağımsız bölümler haricindeki tüm kayıt malikleri davaya dahil edilerek 1, 2 ve 3 nolu bağımsız bölümler hariç diğer bağımsız bölümlerin tapuların iptali ile taraflar ad??na fiili kullanıma göre tesciline karar verildiği, buna göre; davacı adına 17 nolu bağımsız bölümün, davalı adına 16 nolu bağımsız bölümün tesciline karar verildiği, elatmanın önlenmesi davasının ise reddildiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, 4721 sayılı TMK 'nun 683. maddesi hükmü gereğince, bir şeye malik olan kimse kanunların öngördüğü istisnalar dışında o şeyden dilediği gibi yararlanma, kullanma ve tasarruf etme hakkına haiz olup, bir başkasının o şeye haksız olarak el atma durumunda mülkiyet hakkına dayalı olarak tecavüzü def edebileceği tartışmasızdır.Davacı, TMK 683. Maddesi gereğince mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi isteği ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece yapılan uygulama sonucunda; davacıya ait 16 nolu bağımsız bölümün davalının, kullanımında olduğu sabittir. Bilindiği üzere, asıl olan yapının mimari projesidir.Projesine aykırılık teşkil eden fiili duruma hukuken değer verilemiyeceği tartışmasızdır. Kat mülkiyeti kurulu ana yapıda bağımsız bölümlerin mimari projeye uygun oluştuğu da tespit edilmiştir.Ne var ki; mahkemece elatmanın önlenmesi davasının reddine, tapu iptal ve tescil isteği yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmamasına rağmen taşınmazdaki 1, 2 ve 3 nolu bağımsız bölümler hariç tüm bağımsız bölümlerin tapularının iptali ile fiili kullanıma göre taraflar adına tesciline karar verilmiş, Hal böyle olunca; davacının çaptan kaynaklanan mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle müdahalenin önlenmesi davasının reddedilerek, usulünce açılmış bir dava ve talep olmadan yazılı olduğu üzere iptal ve tescile karar verilmesi isabetsizdir.Davacının temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.