MAHKEMESİ: MERSİN 3. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 15/05/2012NUMARASI: 2010/425-2012/505Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davanın Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde ikame edildiği ve bu Mahkemece, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle 02.06.2009 tarihinde davanın görev yönünden reddine ilişkin verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek 22.01.2010 tarihinde kesinleştiği; davacı vekilinin 12.03.2010 hakim havale tarihli dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini istediği, bu şekilde dosyanın intikal ettiği görevli Sulh Hukuk Mahkemesinde yukarıda yazılı olduğu üzere işin esası bakımından karara bağlandığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; her hadise vuku bulduğu tarihteki yasal düzenlemeye tabi olup, davanın görevsizlikle karara bağlandığı tarih itibariyle 1086 sayılı HUMK'nu yürürlüktedir.O halde, anılan bu Yasanın 193. maddesinin gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Esasen, 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girin 6100 sayılı HMK'nun 448. maddesinde de tamamlanmış olgularda HMK'nun uygulanmayacağı öngörülmüştür. Bu ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, Mersin 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren HUMK'nun 193. maddesinde öngörülen 10 günlük süre içerisinde davacının dilekçe vermek suretiyle dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini istemesi gerekirken, görevsizlik kararının kesinleştiği 22.01.2010 tarihinden itibaren yasada öngörülen ve hak düşürücü süre niteliğinde olan 10 günlük sürenin geçmesinden sonra 12.03.2010 tarihinde dilekçe verildiği gözetilerek HUMK'nun 193. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esası bakımından yazılı şekilde karara bağlanması doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.