Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10797 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21351 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/12/2012NUMARASI : 2012/6-2012/540Tarasında görülen gaiplik ve satış bedelinin devri davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, gaiplik ve satış bedelinin devri isteklerine ilişkindir. Davacı, 609 ada 9 sayılı parsel sayılı taşınmazın Şişli 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.02.1992 gün 1988/1197-1992/138 sayılı kararıyla satışına karar verildiğini, İstanbul 1.İcra Müdürlüğünün 1992/2128 sayılı dosyasında satışının yapıldığını, 609 ada 9 parselin paylı maliklerinden V. G..'ın mirasçıları ile paydaş A. G..ya kayyım tayin edildiğini, kayyımla idare süresinin 10 yılı geçtiğini ileri sürerek, anılan kişilerin gaipliklerine ve paylarına isabet eden satış bedelinin son mirasçı sıfatıyla Hazineye intikaline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.Mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 2.Hukuk Dairesince “çekişmeli taşınmazın tapu kaydında Sultan Beyazıt Vakfından icareli olduğu belirtildiğinden husumetin Vakıflar İdaresine yöneltilmesi , tüm deliller birlikte değerlendirilirek sonucuna göre karar verilmesi “ gereğine değinilerek bozulmuştur. Bozma kararında diğer hususların inceleme konusu yapılmadığı belirtilmiştir. Mahkemece bozma kararı uyarınca işlem yapılarak A.G.. ile V. ..'ın mirasçıları olan M.ve M..'nın gaipliklerine, çekişmeli taşınmazın Sultan Beyazıt Vakfından intikal ettiğinden vakfına rücu etmesi gerektiği gerekçesiyle satış bedelinin iadesi isteğinin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan tüm delillerden; 609 ada 9 parsel sayılı kargir ev cinsli 123m2 yüzölçümündeki taşınmazın 1/6'şar payının A. G.. V. G., A. V.. A. A.. ve dava dışı kişiler adlarına kayıtlı olduğu, beyanlar hanesinde “Sultan Beyazıt Vakfından icareli olduğu” şerhinin bulunduğu, paydaşlardan Vi. G..ın 17.3.1977 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak İ. B.. ile Mi. K.. ve M. K..'nun kaldıkları, Şişli 2.AHM'nin 1992/753-1995/504 sayılı kararıyla A. V..in payının iptal edilerek Sultan Beyazıt Vakfı adına tesciline karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek 11.07.1996 tarihinde kesinleştiği, paydaşlardan A. A.. tarafından açılan dava üzerine Şişli 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.02.1992 gün 1988/1197-1992/138 sayılı kararıyla ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiği, İstanbul 1.İcra Müdürlüğünün 1992/2128 sayılı dosyasında satışın yapıldığı ve taşınmazın 10.05.1994 tarihinde E.A.. adına tescil edildiği, V.G..'ın mirasçılarına isabet eden paranın Emlak Bankasında şahıs hesabına, A. G..'nın payına isabet paranın aynı bankanın Şişli 4.SHM'nin 1986/38 esas sayılı tereke hesabına yatırıldığı, Şişli 4.SHM'nin 26.01.1987 gün 1986/38-1987/1 sayılı kararıyla V.G.. ve A. G.. ve dava dışı bir kısım paydaşlara, Şişli 1.SHM'nin 2.4.1991 gün 1990/1421-1991/337 sayılı ilamıyla İ. B..'ye kayyım tayin edildiği anlaşılmaktadır.Davanın dinlenebilmesi için gerekli şartlardan birisi davacının dava açmakta korunmaya değer bir hukuki yararının olmasıdır.5737 sayılı Yasanın 7. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölmeleri, kaybolmaları, terk veya müdabil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir” hükmü düzenlenmiştir.5737 sayılı Yasanın 17. maddesine göre aslı vakıf olan taşınmazların vakfına rücu edeceği kuşkusuzdur. Bu durumda davacı Hazinenin eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.6100 sayılı HMK'nun 114/h ve 115.maddeleri gereğince davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartlarından olup, istek olmaksızın resen gözetileceği açıktır.O halde dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde işin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.Davacı vekilinin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.