MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/12/2013NUMARASI : 2013/117-2013/566Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, paylı mülkiyette paydaşlar arasındaki ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacı; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açtığı tapu iptali ve tescil davasının Bakırköy 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/284E-2009/304K sayılı kararıyla kabul edilerek 14.07.2011 tarihinde kesinleştiğini, davalının muvazaalı temlikin yapıldığı 25.12.2003 tarihinden bu yana 1088 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 4 dükkan ve 3 meskeni kiraya vermek suretiyle gelir elde ettiğini, kendisinin kiralamasına engel olduğu gibi, elde edilen gelirdende pay vermediğini ileri sürerek 14.07.2006 -14.07.2011 tarih aralığı için toplam 16.141TL ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından açılan muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası Bakırköy 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/284E-2009/304K sayılı kararıyla kabul edilip kesinleştiğinden murisin ölüm tarihinden itibaren ecrimisil istenebileceği, davalının zamanaşımı itirazında bulunduğundan dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için ecrimisile hükmedileceği gerekçesiyle 14.07.2006 -14.07.2011 tarih aralığı için toplam 14.206.-TL ecrimisile karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan tüm delillerden; İstanbul ...K...'de bulunan 1088 parsel sayılı 362m2 yüzölçümlü tarla cinsli taşınmazın 309/362 payı davacının miras bırakanı Miktat adına kayıtlı iken 02.10.1998 tarihinde eşi olan dava dışı Hanım'a temlik ettiği, Hanım'ında 130/362 payı 25.12.2003 tarihinde davalı Osman'a , geriye kalan paylarıda dava dışı kişilere satış yoluyla devrettiği, miras bırakan Miktat'ın 06.11.1998 tarihinde çocuksuz öldüğü, davacı Halit ile dava dışı kişiler tarafından açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasının Bakırköy 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.11.2009 gün 2006/284-2009/304 sayılı kararıyla kabul edilerek 14.07.2011 tarihinde kesinleştiği, böylelikle 215/5068 payın davacı H.. Ç.., 1560/5068 payında davalı O.. Ç.. adlarına tescil edildiği, tarafların ve dava dışı kişilerin paylı mülkiyet üzere malik oldukları taşınmaz üzerinde 7'şer katlı iki ayrı bina bulunduğu, kat mülkiyeti ve kat irtifakının kurulmadığı, ecrimisil istenilen 4 dükkan ve 3 mesken niteğindeki bağımsız bölümlerin davalı tarafından kiraya verilmek suretiyle gelir elde edildiği, elde edilen gelirlerden davacıya pay verilmediği, davacının 14.07.2006 ila 14.07.2011 tarih aralığı için ecrimisil isteğiyle eldeki davayı 12.03.2013 tarihinde açtığı, davalının süresinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Bilindiği üzere 4721 s. Türk Medeni Kanunun (TMK) 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 237, Tapu Kanununun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK'nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi ve ecrimisil davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa , fiili kullanma biçimi oluşmamış ise başka deyişle davacının payına karşılık kullandığı ve kullanabileceği bağımsız bölüm yok ise uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Paylı mülkiyette geçerli bir kira ilişkisinin varlığının kabul edilebilmesi için Türk Medeni Kanununun TMK'nın 691. maddesi hükmü ve 06.05.1955 tarih ve 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca pay ve paydaş çoğunluğunca gerçekleştirilmesi zorunludur. Davalı 4 dükkan ve 3 mesken niteliğindeki bağımsız bölümleri kiraya vermek suretiyle gelir elde etmekte olup yapılan kira aktine davacı ve dava dışı paydaşların icazet verdiği iddia ve ispat edilmiş değildir. Diğer taraftan T.M.K.'nun 599. maddesi uyarınca murisin ölümüyle mirasçıların hak kazanacakları ilkesi geçerli olup ecrimisilin murisin ölüm tarihinden itibaren hesaplanması gerekir. 25.5.1938 tarih, 29/10 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı gereğince ecrimisil istekleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 147.maddesi “818 sayılı Boçlar Kanunu 126 maddesi” hükmüne göre 5 yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Nevar ki, miras bırakan 06.11.1998 tarihinde ölmüş olup eldeki dava ise 12.03.2013 tarihinde açılmıştır. Davalı taraf süresinde zamanaşımı def'inde bulunduğundan istek tarihide gözetilerek 12.03.2008 ila 14.07.2011 tarihi aralığı için belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, bu süreyi aşar ve öncesini de kapsar şekilde ecrimisile hükmedilmiştir..Bu durumda yukarıda değinilen hususlar gözetilerek yapılacak inceleme ve araştırma sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalı vekilinin, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.