Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10786 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 8833 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: BANDIRMA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 17/03/2011NUMARASI: 2011/23-2011/65Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalı belediye adına kayıtlı 528 ada 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, kıyı kapsamındaki yerlerin tapusunun iptal ve terkinini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece;"... 5841 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesi hükmü gözetilerek davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tapu iptal ve kayıt terkini isteğine ilişkin olup, bozma ilamı uyarınca hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Gerçekten de; işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve karar 23.7.2011 tarihinde de resmi gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153.maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer. Öyleyse, davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez. Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer.Hal böyle olunca; işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirilmesi, davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.Davacının, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı HMK.'nun geçici 3.maddesine göre) açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.