Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10777 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16627 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BİSMİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/03/2014NUMARASI : 2012/679-2014/209Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacılar, kayden payadaşı oldukları 177 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 200 dönümlük kısmının davalı tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek paylarına yönelik elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, taşınmazı davacıların rızası ile kullandığını, intifadan men olgusunun gerçekleşmediğini belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının çekişme konusu taşınmazda payından fazla yer kullandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; tarla niteliğindeki çekişme konusu 177 parsel sayılı taşınmazın taraflar adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece yapılan uygulama sonucu bilirkişiden alınan rapor ve krokide (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerin davalının kullanımında, (A) ile gösterilen bölümün ise davacılardan Mehmet'in kullanımında olduğu, diğer davacıların tasarruf ettikleri bir bölüm bulunmadığı görülmektedir.Bu durumda; davacı Mehmet haricindeki diğer davacıların elatmanın önlenmesi isteklerinin kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 günlü ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı).25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Somut olaya gelince; davalı çekişme konusu taşınmazı davacıların rızası ile kullandığını savunmuş ve bu savunmasını kanıtlamak için tanık listesi verdiği halde mahkemece davalı tanıkları dinlenmeden sonuca gidilmiştir. Öte yandan; davacıların, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 8 gün içinde işgalin sonlandırılması ve 50.000,00 TL ecrimisilin ödenmesi için davalıya 11.10.2012 tarihinde noterde düzenlenen ihtarnameyi göndermişlerdir. Hâl böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak delil listesinde bildirilen davalı tanıklarının usulüne uygun olarak davet edilip dinlenmesi, davacıların keşide ettikleri ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihininde belirlenmesi, intifadan men olgusunun hangi tarihte gerçekleştiğinin saptanması, varılacak sonuca göre ecrimisil yönünden bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, davacılardan Mehmet'in taşınmazda çekişmesiz olarak kulladığı yer olduğuna göre Mehmet'in davasının reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olmasıda isabetli değildir.Öte yandan; çekişme konusu taşınmazda taraflar paydaştırlar, paydaşlar arasında uzun zamandan beri fiilen yaratılan bir kullanım tarzı bulunmadığı gibi, harici bir taksimin de yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Mehmet haricindeki diğer davacıların kullanabileceği başkaca bir yer bulunmadığına göre davacılardan Şehap, Muazzez ve Remziye'nin payları oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken mutlak olarak davalının elatmasının önlenmesine karar verilmiş olmasıda doğru değildir. Kabule görede; intifadan men olgusunun gerçekleştiği tarihten itibaren (ilk dönem) ecrimisilin belirlenip, sonraki yıllar için ise ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle takip eden dönemler için ecrimisil miktarının hesap edilmesi yerine dava tarihine göre belirlenip geriye doğru gidilerek ecrimisil miktarının hesaplanması da isabetli görülmemiştir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.