MAHKEMESİ : İSTANBUL 23. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/12/2012NUMARASI : 2012/66-2012/471Taraflar arasında birleştirilerek görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Asıl ve birleştirilen dava, ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 508 ada 23 parsel sayılı taşınmazın ½ payının Sultan Beyazıt Vakfı adına kayıtlı olduğu, davalının taşınmazda kayda dayalı bir hakkının bulunmadığı, davacının, taşınmazın 114m2'lik kısmını davalının bina yapmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek asıl davayı açtığı, aynı taşınmazın 192m2'lik kısmının da davalı tarafından ikamet amaçlı kullanıldığı ileri sürülerek açılan davanın da eldeki dava ile birleştirilerek görüldüğü anlaşılmaktadır.Asıl dava 27.03.2009 tarihinde 2.760.00-TL değer gösterilerek açılmış, aşamada davacı taraf, verdiği bir dilekçe ile talebini 4.258.00-TL'na yükseltmiş ancak ne dava açılırken ne de yargılama sırasında herhangi bir harç yatırılmamıştır.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerinin talep edilen ecrimisil toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Öte yandan, Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30.madde hükmünde de "...muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)'nun 150.maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu nedenle nisbi harç alınmaksızın davanın ikamesi ve yürütülmesine yasal olarak olanak bulunmadığından asıl davanın harçsız görülmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Kabule göre de, asıl davada 31/07/2008 tarihine kadar ecrimisil talep edildiği halde HMK'nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak, talep aşılmak suretiyle 27/03/2009 tarihine kadar olan dönem için ecrimisile hükmedilmesi de hatalıdır.Davacı tarafın birleştirilen davaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince; yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava dilekçesinde davalı tarafından kullanıldığı belirtilen 192m2 yerin, taşınmazın hangi kısmına isabet ettiği ve bu yerin davalının kullanımında olup olmadığı tam olarak belirlenmiş değildir. Birleştirilen dosyada yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarında bu yerin 15 kapı numaralı yer olduğunun ifade edildiği, davalının ise, 15 kapı nolu yeri dava dışı Yavuz'a iki yıl önce devrettiğini bildirdiği ve delil olarak fatura ibraz ettiği gözetildiğinde mahkemece, bu yerin ecrimisil talep edilen dönemde davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmışsa tam olarak ne kadar süre kullanıldığı belirlenmeden ve bu yerin asıl davada dava konusu edilen yerin dışında kaldığı gözetilmeden her iki davada da, dava konusu yer aynı yermiş gibi değerlendirilerek hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.Hal böyle olunca, asıl dava bakımından talep edilen ecrimisil bedeli üzerinden nisbi karar ve ilam harcının alınması, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi, birleştirilen dava bakımından ise yukarıda değinilen olgular dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.