Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10739 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9823 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : TRABZON 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/05/2013NUMARASI : 2008/297-2013/228Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tenkis isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanı T.. O..'un kayden maliki olduğu 2164 parsel sayılı taşınmazını davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirastaki saklı payına zarar vermek amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tasarrufun tenkisini istemiştir. Davalı, taşınmazın satışının gerçek olduğunu, öte yandan mirasbırakanın tüm ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu ve davacının saklı payını bertaraf etmek amacıyla yapıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; tarafların ortak mirasbırakanı T.. O..'un maliki olduğu çekişme konusu 2164 parsel sayılı taşınmazını 16.01.1988 tarihli satış akdi ile davalı oğluna temlik ettiği, mirasbırakanın 21.06.2007 tarihinde ölümü ile davacı ve davalı ile dava dışı çocuklarını mirasçı olarak bıraktığı, davacının tenkis isteğiyle 10.11.2008 tarihinde eldeki davayı açtığı görülmektedir.Bilindiği üzere, tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (teberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır.Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Bununla birlikte diğer koşulların yanında davanın süresinde açılması da zorunludur.Hemen belirtilmelidir ki; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 513. maddesi hükmünde öngörülen süreler zamanaşımı iken 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun aynı yasal düzenleme (tenkis davası) için öngördüğü süreleri 571. maddesi hükmüyle hak düşürücü süre olarak kabul ettiği görülmektedir. Diğer taraftan, Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında 4722 sayılı Yasanın 1/1. maddesinde “Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukuki sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiş ve aynı yasanın “mirasçılık ve mirasın geçişi” başlığını taşıyan 17. maddesinde de mirasçılık ve mirasın geçişinin mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceği öngörülmüştür.Somut olayda, mirasbırakan 21.06.2007 tarihinde ölmüş olup, buna göre eldeki davada gözetilmesi gerekli yasal düzenlemenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu olacağı açıktır.Bilindiği üzere; tenkis davalarında hak düşürücü süreyi düzenleyen Türk Medeni Kanununun 571. maddesinde iki ayrı ilkeye yer verilmiştir. Birincisi öğrenme gününü esas alan bir yıllık süre, diğeri ise, vasiyetnameler için açıldıkları günden, tenkise tabi diğer bütün tasarruflar için de mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren on yıllık süredir.Oysa, mahkemece bu konuda bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın neticeye gidilmiştir.O halde, mahkemece öncelikle bu konuda bir inceleme, araştırma ve soruşturma yapılarak hak düşürücü sürenin değerlendirilmesi, dava hak düşürücü süre içerisinde açılmış ise işin esası bakımından bir karar verilmesi, süresinden sonra açıldığının belirlenmesi halinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, eksik tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.