MAHKEMESİ : ÇARŞAMBA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/11/2013NUMARASI : 2012/740-2013/425Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 33 parsel sayılı taşınmazdaki 21/28 payının satışı için davalı oğlu Mustafa'yı vekil tayin ettiğini, ancak davalı oğlunun anılan payı sembolik bir bedelle diğer davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, davalıların çıkar ve işbirliği içerisinde hareket ederek vekalet görevini kötüye kullandıklarını ileri sürerek, tapu iptali ve tescile, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir.Davalı Mustafa, davacı annesi aleyhinde açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasından vazgeçmesi karşılığında davacı annesinin fındıklıklarını kendisine verme teklifini kabul etmesi üzerine davacının vekaletname verdiğini ve kendisinin de bu vekaletnameye dayanarak dava konusu taşınmazı bedeli karşılığında sattığını beyan etmiş; davalı Ahmet, çekişme konusu taşınmazı kendine ait 3 adet taşınmaza komşu olması nedeniyle ve bedeli karşılığında satın aldığını, iyiniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “...her ne kadar akit tablosunda taşınmazın değeri düşük görünse de, gerçek satış bedelinin davalıların savunmalarında belirtilen ve davacının istediği tazminat miktarına yakın bir bedel olarak belirlendiği ve davalılar arasında satış bedeliyle ilgili protokol ile kambiyo senedi düzenlendiği; şayet vekil olan Mustafa, elde ettiği bedeli davacıya ödememiş ise, bu hususun tapu iptal ve tescil sebebini teşkil etmeyeceği; yine davalı Ahmet’in taşınmazı gerçekten satın aldıktan sonra kullanmaya başladığı ve halen tasarrufunu sürdürdüğü gözetildiğinde ve bu olgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, davalı Ahmet’in ediniminin korunması gerekeceği sonucuna varılmaktadır. Bu durumda, eldeki davada terditli olarak tazminat da istenildiğine göre, anılan husus üzerinde durularak satış bedeli konusunda bir karar verilmesi gerektiği açıktır. Hal böyle olunca; davalı Ahmet hakkındaki davanın reddine, davalı Mustafa bakımından tazminat yönünden araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir....” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davalı Mustafa hakkındaki dava tefrik edilerek, davalı Ahmet bakımından davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.50.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.