Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10722 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8798 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: ALAÇAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 23/02/2010NUMARASI: 2007/177-2010/138Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, kayden maliki oldukları 282 ve 2125 parsel sayılı taşınmazlara davalıların haksız olarak kullandıkları gibi kendilerinin tasarrufuna da engel olduklarını ileri sürerek, paylarına yönelik elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalıların müdahalesinin haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Çekişme konusu 2125 parsel sayılı taşınmazın 1/3 er pay olarak davacılar adına, 282 parsel sayılı taşınmazın ise 1/6 şar pay olarak davacılar ile ½ pay olarak davalı Yaşar adına kayıtlı olduğu kayden sabittir.Davacılar, anılan taşınmazlara davalılar tarafından haksız olarak müdahale edildiğini, kendi kullanımlarına engel olunduğunu ileri sürerek, paylarına yönelik elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekli olarak eldeki davayı açmışlardır.Mahkemece yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarına göre; 282 parsel sayılı taşınmazda paydaşlar arasında taksim yada fiili kullanım biçiminin oluşmadığı, davalı Y.ın kiraya vermesi üzerine diğer davalı Yekta'nın kullanımında olduğu, davacıların kullanabilecekleri bir yerin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Nevarki aynı bilirkişi, 2125 parsel sayılı taşınmazın davalı Y.kiralayan diğer davalı Yekta'nın 5-6 yıldır kullandığını, son yıl kullanmadığını ve halen kimin kullandığını bilmediğini açıklamıştır. Bu durumda, 6.5.1955 tarih 12/18 Sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı ve Türk Medeni Kanununun 691.maddesi uyarınca pay ve paydaş çoğunluğuna dayanmayan kira sözleşmesine geçerlilik tanıma olanağı olmadığından 282 parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması doğrudur. Davalıların bu parsele yönelik temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ancak, kayden davacılar adına olan çekişme konusu 2125 parsel sayılı taşınmaz yönünden mahkemece hüküm kurmaya yeterli bir araştırmanın yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca; 2125 parsel sayılı taşınmaz yönünden dava tarihi itibariyle davalıların bir müdahalesinin olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Diğer taraftan, kabul tarzı itibariyle 282 parselde davalılardan Yekta'nın mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek 21.6.1944 tarih ve 30/24 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bu davalı hakkında davanın mutlak olarak kabul edilmesi gerekirken pay oranında kabul kararı verilmesi doğru değilse de, temyiz edenin sıfatına ve aleyhe bozma yasağı ilkesine göre bozma nedeni yapılmamıştır.Davalıların, 2125 parsel yönünden temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.