Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10714 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20784 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ADIYAMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/05/2013NUMARASI : 2012/438-2013/695Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, kira ilişkisinin kanıtlanamadığı, müdahalenin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 187 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2 ve 3 numaralı bağımsız bölümlerin tapuda mirasbırakan Y.Z.. adına kayıtlı olduğu, anılan yerlerin davalının işgalinde bulunduğu, davalının sözlü kira ilişkisi uyarınca kiracı olarak oturduğunu savunduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası haksız işgalciye karşı açılır. Nitekim, eldeki dava da bu iddia ile açılmıştır. Bu durumda, kira ilişkisinin varlığının kanıtlanması halinde haksız işgalden söz edilemeyeceği açıktır.Özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir. Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni (üstü kapalı) olarak da vücuda getirilebilir. Yeterki taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarında anlaşmış olsunlar.Nitekim bu kural l8.3.l942 tarih 37/6 sayılı inançları birleştirme kararında açıkça vurgulanmıştır. Ne varki kira ilişkisi, bir hukuki fiil (vakıa) değil, bir hakkın doğumuna, değiştirilmesine veya ortadan kaldırılmasına neden olma niteliği itibariyle bir hukuki işlem (muamele)dir. Bu nedenle, dava değeri 40.-YTL'yi aşan (23.6.1996 gün ve 4146 Sayılı Yasa uyarınca) sözleşmeler hakkında tanık dinlenilebilmesine olanak tanımayan HUMK.’nun 288. maddesi 21.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 Sayılı Yasanın 2/b maddesi ise değiştirilmiş ve tanıkla ispat yasağı 400.-YTL’nin üzerine yükseltilmiştir. Bu oran, 5219 ve 5236 Sayılı Yasalara göre yapılan katsayı artışı sonucu 2006 yılı itibari ile 430.-YTL, 2007 yılında 460.-YTL, 2008 yılında 490.-YTL, 2009 yılında 540.-YTL, 2010 yılında 550.-TL , 2011 yılında 590.-TL, 6100 s. HMK'nun 200. maddesi uyarınca da 2012 yılında 2.500.-TL olmuştur. Bu düzenlemelere göre, bu miktarın üzerindeki sözleşmeler hakkında tanık dinlenmesine olanak yoktur. Kira sözleşmesinin varlığı ancak, yazılı delille ispat edilebilir. Hemen belirtilmelidir ki, sözü edilen miktar, yıllık kira tutarına bakılarak belli edilir. Sözlü kira sözleşmesi kurulduğu yolundaki savunmanın, ilgilisine (davalıya ya da davalılara) yemin teklif etme hakkı verebileceği; ayrıca HMK'nun 202 ve 203. (HUMK.nun 292. ve 293.) maddelerinde değinilen ayrıcalıkların da gözetilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur. Somut olayda, 12 yılı aşkın süredir davalı taraf taşınmazı tasarruf ettiği halde yargılama sırasında kira bedeli ödediğine ve davacı tarafın da kira bedellerini tahsil ettiğine ilişkin herhangi bir delil dosyaya sunamamıştır. Kaldı ki davalı, mirasbırakan Yaşar'ın 21.5.2009 tarihinde ölmesinden sonra ödeyecek kimse bulunmadığından kira bedellerini ödeyemediğini kabul etmiştir. Ancak taraflarca delil olarak dayanılan Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/23 sayılı talimat dosyasında davalının 2 adet dekont sunduğu duruşma tutanaklarına geçirilmiş olmasına rağmen, bu dekontların HMK'nun 202. maddesi gereğince taraflar arasında kira ilişkisi bulunup bulunmadığını belgelemek açısından delil başlangıcı niteliğinde olup olamayacağı mahkemece araştırılmamıştır.Hal böyle olunca, öncelikle yanlar arasında bir kira ilişkisinin bulunup-bulunmadığının tespiti bakımından, Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/23 sayılı talimat dosyasında davalı tarafça ibraz edilen dekontların HMK'nun 202. maddesi kapsamında delil başlangıcı olup olamayacağının değerlendirilmesi, taraflar arasında kira ilişkisi olup olmadığı açıklığa kavuşturulduktan sonra elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri bakımından karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.