MAHKEMESİ : MANAVGAT SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/11/2013NUMARASI : 2013/44-2013/949DAVACILAR : İ.. U.. VD. Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar 3. Hukuk Dairesince, ''..5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun 6/a maddesi uyarınca; ilk ve orta öğretim kurumlarının arsa teminini İl Özel İdaresi yapmakla görevli ve yetkilidir. Bu nedenle imar planında okul yeri olarak ayrılan ve kamulaştırmasız el konularak ilköğretim ve orta öğretim okulu yapılan arsa nedeniyle haksız işgal tazminatı davasının İl Özel İdaresi aleyhine açılması doğru olup, davanın esası hakkında hüküm kurmak gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın husumet yönünden reddi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.'' gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu arsa niteliğindeki 367 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacıların dava dışı kişilerle birlikte kayden paydaş oldukları, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmamasına rağmen taşınmazı, üzerine okul binaları yaptırmak suretiyle kullandığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, davalının çekişme konusu taşınmazın tamamını haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın kullandığı belirlenerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olaya gelince; bilirkişi raporunun hükme yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, dava konusu taşınmaz davalı tarafından işgal edilmeden önce 'boş arsa' niteliğinde olup, ecrimisil miktarı belirlenirken, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle yani 'boş arsa' olarak kiraya verilmesi halinde getireceği kira gelirinin, yukarıda değinilen yöntem izlenmek suretiyle belirlenmesi ve ilk dönem için belirlenen bu miktara ÜFE artış oranı yansıtılarak dava tarihine kadar her dönem için ayrı ayrı hesaplama yapılması gerekirken, taşınmaz üzerine bina ve işyerleri yapılması, bu yerlerin kiraya verilmesi varsayımından hareket edilerek, 2011 yılı için belirlenen miktar üzerinden geriye doğru hesaplama yapılması doğru değildir. Hal böyle olunca, mahkemece yeniden konusunda uzman bilirkişilerle keşif yapılarak, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca araştırma ve inceleme yapılması, hasıl olacak sonuca göre davacıların payı oranında belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 2.6.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.