Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10695 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7345 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KIRKLARELİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/01/2014NUMARASI : 2012/239-2014/22Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi.. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, mülkiyeti davacıya ait çekişme konusu taşınmazın bir bölümünü herhangi bir hakka dayanmaksızın davalının kullandığı gerekçesi ile ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişmeye konu cami vasıflı 23 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 04.05.1939 tarihinde tesis kadastrosuna istinaden ''K. İ. Bey Vakfı'' adına kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Davacı, taşınmazın takriben 177 m2'lik bölümünü davalının haksız yere işgal ederek kullandığını, tespit edilen ecrimisilin ödenmesi konusunda yapılan tebligatların sonuçsuz kaldığını ileri sürerek 01.01.2010 – 30.04.2012 tarihleri arası için toplam 17.988,00.-TL ecrimisilin geçmiş günler faizi ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istekli eldeki davayı açmış, davalı ise; sözlü anlaşma gereği davacıya ait caminin ısınmasını sağlama karşılığında çekişme konusu yeri kullandığını, üzerinde hizmet binasının bulunduğunu, kötüniyetli dava açıldığını, bu güne kadar ecrimisil talep edilmemesinin sözleşmenin varlığını gösterdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Hemen belirtilmelidir ki, kamulaştırma kararı almadan veya kamulaştırma işlemlerini tamamlamadan taşınmaza el koymuş bulunan idare, haksız işgalci konumundadır. Taşınmaz maliki, idarenin bu fiili durumuna razı olup, bedeli mukabilinde taşınmazın mülkiyetini idareye devretme iradesini ortaya koyduğu, eş söyleyişle kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle dava açtığı tarihe kadar taşınmaza el atması haksız fiil niteliğindedir. Sonuç olarak kamulaştırmasız elatma nedeniyle mal sahibi, taşınmazın dava tarihindeki değerini isteyebileceği gibi, ecrimisil de isteyebilir. Ancak taşınmazın kamulaştırılması istendikten sonra, bu yerin mülkiyetini idareye devir etmeye razı olduğundan dava gününden sonraki zaman için hem ecrimisil hem de faiz isteyemez. Hukuk Genel Kurulunun 2002/3-1060 Esas, 2002/1111 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Somut olaya gelince, yargılama sırasında davalı Belediye'nin evrak arasına alınan 15.03.2013 tarihli yazı ekinde bulunan evrak içeriklerinden; 18.12.2012 tarihli, 999 numaralı encümen kararı ile taşınmazın 215,98 m2'lik bölümünün kamulaştırılmasına, kıymet takdirinin yaptırılmasına ve E. K ve T. V.K. Y. Kurulundan görüş alınmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.Öte yandan; temyiz aşamasında davalı vekili; ''Davacının çekişme konusu yerle ilgili Kırklareli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/214 Esas sayılı dosyasından kurumları aleyhine kamulaştırmasız elatmadan doğan alacak davası açtığını iddia etmiş, UYAP ortamında yapılan sorgulama neticesinde gerçekten de davacının davalı aleyhine Kırklareli Asliye Hukuk Mahkemesinde 2012/ 214 esas sayılı dava açtığı görülmektedir.Hal böyle olunca, davacının kamulaştırmasız elatma sebebi ile açmış olduğu tazminat dava dosyasının getirtilerek, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda değerlendirilmesi, kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminat davasının açıldığı tarihten sonra davacı davalının kullanımına rıza göstermiş sayılacağından, davacının 01.01.2010 – 30.04.2012 dönemi için ecrimisil talep ettiği de gözetilerek, çakışan dönem bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Kabule göre de; dava dilekçesinde tahakkuk edecek ecrimisilin geçmiş günler faizi ile birlikte tahsili talep edildiği halde, hüküm altına alınan ecrimisile dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması da isabetsizdir. Davacı vekili ile davalı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nin 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.