MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/10/2013NUMARASI : 2011/246-2013/391Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacı, eşinden intikal eden sözkonusu parsel üzerinde bulunan daire ile dükkanları 24.03.2010 tarihinden bu yana davalı mirasçıların kiraya vermek suretiyle tasarruf ettiklerini, payına karşılık herhangi bir ödeme yapmadıklarını ileri sürerek, 8.000.-TL ecrimisilin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istekli eldeki davayı açmış, davalılar ise; murisleri ile Azerbaycan vatandaşı olan davacının formalite icabı evlendiklerini, talep edilen aylık ecrimisilin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, çekişmeye konu taşınmaz üzerinde bulunan dükkanların davalılar tarafından kiraya verilmek suretiyle tasarruf edildiği, aynı yerdeki davalı Yasemin tarafından kullanılan daire yönünden ise intifadan men olgusunun gerçekleştiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişmeye konu arsa vasıflı 2352 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 251/504 payının miras bırakan Z.A.'e ait olduğu, murisin 17.03.2010 tarihinde ölümü ile davacı eşi ile ilk evliliğinden olma davalı kızlarının mirasçı olarak kaldıkları anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)Somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki; çekişmeye konu taşınmaz üzerinde bulunan ve kiraya verilerek tasarruf edildiği iddia edilen dükkanların kimin tarafından kiraya verildiği, kira bedellerini davalıların hepsinin mi yoksa yalnızca davalı Yasemin'in mi tahsil ettiğinin belirlenmediği görülmektedir.Hal böyle olunca; yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular da gözetilerek, ecrimisile konu dükkanların hangi davalı veya davalılar tarafından tasarruf edildiğinin, kira gelirinden tüm davalıların yararlanıp yararlanmadığının, şüpheye yer bırakmayacak şekilde saptanması, ondan sora varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Kabule göre de; ecrimisile konu taşınmazda tarafların miras bırakanı Zeki Aygün paydaş olduğuna göre, kabul kapsamına alınan ecrimisile konu dükkanların kira gelirinden murisin payı belirlenerek, bu miktar üzerinden davacının miras payı hesaplanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken taşınmazın tamamı muris adına kayıtlıymış gibi değerlendirilerek davacı taraf yararına fazla ecrimisile hükmedilmiş olması da isabetsizdir.Davalıların belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.