Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10684 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10385 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : KIRIKKALE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/12/2013NUMARASI : 2011/192-2013/1069Taraflar arasında görülen tapu iptali tescil davası sonunda, yerel mahkemece davalı Harun yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davalılardan Alper ve Fuat vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı tapu iptal ve miras payı oranında tescil istemine ilişkindir.Davacı, ortak mirasbırakan S.. İ..’in kayden malik olduğu 1031 ada 9 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1,4 ve 10 numaralı bağımsız bölümleri kız çocuğu olan davacıdan mal kaçırma amacı ile, muvazaalı olarak davalılara satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ve miras payı oranında adına tescilini istemiştir. Davalı Harun, mirasbırakan babasından kendisine intikal eden herhangi bir taşınmazın olmadığını, husumet nedeniyle davanın reddini savunmuştur.Davalılar Fuat ve Alper, dava konusu taşınmazın 204 m2’sinin davalı Fuat tarafından ...’tan emekli tazminatı ve davalı Harun’un katkılarıyla satın alındığını, muris ile davalılar arasındaki devir işleminin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalı Harun hakkında açılan davanın pasif husumet yönünden reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1031 ada 9 parselin, 6 ve 7 parselin tevhidinden oluştuğu, 6 parselin tedavül kaydında, taşınmazın S.. İ.., Belediye ve Hazine adına kayıtlı iken, Maliye Hazinesi payı olan 204/363 payın 28/12/1994 tarihinde ve Belediye payından 12/363 payın 13/07/2006 tarihinde F.. İ.. tarafından satın alındığı, Belediyenin kalan 8/363 payının da muris Sami tarafından 13/07/2006 tarihinde satın alınarak birleştirildiği, bu şekilde taşınmazda Sami’nin 49/121 ve Fuat’ın 72/121 payla paydaş oldukları, tevhit sonrası 9 parselin tapu kütüğünde, F.. İ.. 72/295, S.. İ.. 49/295 ve dava dışı K.. V..’ın 174/295 pay sahibi olduğu; Kırıkkale 6.Noterliği’nin, 16/05/2006 tarih, ... yevmiye nolu Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ile F.. İ.. ve S.. İ..’in 1031 ada 6 parsel sayılı 363 m2’lik arsayı 22380-TL bedel karşılığında ve projesine uygun inşaat yapma koşulu ile yükleniciye satmayı taahhüt ettikleri, 3 adet dairenin arsa sahiplerine verileceği konusunda anlaştıkları, taşınmaz üzerinde 12/06/2007 tarihinde kat irtifakı tesis edildiği, dava konusu bağımsız bölümlerin S.. İ.. adına tescil edildiği, muris Sami’nin 10/10/2007 tarihinde aynı resmi senetle 1 numaralı bağımsız bölümü dava dışı E.. E.., 4 numaralı bağımsız bölümü dava dışı Y.. A.., 10 numaralı bağımsız bölümü dava dışı M.. E..'a satış sureti ile devrettiği, 1 numaralı bağımsız bölümün 19/09/2008 tarihinde E.. E.. tarafından davalı A.. İ..'e devredildiği, 4 numaralı bağımsız bölümün 21/04/2010 tarihinde Y.. A.. tarafından dava dışı A.. C..'e devredildiği, 10 numaralı bağımsız bölümün intikalen E.. E.. ve D.. E..'a tescil edildiği ve bu kişiler tarafından da 19/09/2008 tarihinde davalı F.. İ..e devredildiği; muris Sami’nin 24/07/2008 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızı Hanım ile davalı oğulları Fuat, Harun ve Alper’i bıraktığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; tapu iptal ve tescil davaları kayıt maliki ya da malikleri aleyhine karşı açılır. Bu şekilde açılan dava sonucu verilecek hüküm infaz kabiliyeti taşır. Kayıt malikinin taraf olmadığı bir dava sonunda verilecek hüküm malikin taşınmaz mülkiyetini yitirmesi sonucunu doğurur ki bu da hem Anayasanın 35. maddesinin teminatı altında bulunan TMK'nun 683. ve devamı maddelerinde düzenlenen mülkiyet hakkına aykırı düşer, hem de gerek 1086 sayılı HUMK'nun gerekse 6100 sayılı HMK'nun temel ilkesi olan, davada karar altına alınacak hakkın ilgilisinin, davacı ve davalı sıfatı ile yer alması ilkesi zedelenmiş olur.Çekişme konusu taşınmazlarda davalı Harun’un malik sıfatı taşımadığı, dava dilekçesinde bedel istemi de bulunmadığı gözetilerek, davalı Harun açısından kayıt malikine yöneltilmiş dava sözkonusu olmadığından pasif husumet yönünden davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.Davalılar Alper ve Fuat’ın temyiz itirazlarına gelince,Tüm dosya kapsamından, mirasbırakan Sami’nin dava konusu taşınmazlar dışında mal varlığının bulunmadığı, davalı Alper ile aynı evde yaşadıkları, özellikle davalı tanığı Ercan’ın ifadesinden murisin dava konusu dairelerden birini kendisine baktığı için küçük oğlu Alper’e bırakmak istediği ancak direk Alper’e devrederse sorun olacağını düşündüğünden önce kendisine devredildiğini, yapılan devirlerde herhangi bir bedel ödenmediği gibi, bu bağımsız bölümde hiçbir zaman kullanımının olmadığı yönündeki beyanı da dikkate alınarak yapılan işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davalı Alper bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ne var ki, dosya içerisindeki kayıtlardan, dava konusu taşınmazın geldisi olan 6 parsel sayılı taşınmazdaki 204/363 Hazine payının 28/12/1994 tarihinde, 12/363 Belediye payının da 13/07/2006 tarihinde davalı Fuat tarafından satın alındığı, 6 ve 7parsellerin tevhidi ile oluşan 9 parsel sayılı taşınmazda davalı Fuat'ın 72/295 pay, mirasbırakan Sami'nin 49/295 pay sahibi olduğu, 9 parsel sayılı taşınmaza ilişkin yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde mirasbırakan Sami ile birlikte, davalı Fuat’ın da imzasının bulunduğu, sözleşmede 3 adet dairenin arsa sahiplerine verileceğinin kararlaştırıldığı anlaşıldığına göre, davalı Fuat açısından muvazaa koşullarının oluştuğunu söyleyebilme imkanı yoktur.Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazlardan 10 nolu bağımsız bölümde, davalı Fuat açısından muris muvazaası koşullarının oluşmadığı gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalı Fuat’ın temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.