Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10672 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 8558 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: ARAKLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 09/03/2006NUMARASI: 2005/259-41Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ..ve . nolu parsellerin kadastro çalışması sonunda adına tespitinin yapıldığını, bir kısım yerlerin ise davalı idare lehine yol olarak bırakıldığını, hatalı yapılan tespit nedeniyle yolun iptal edilerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davayı takip etmemiştir.Mahkemece, davacının süresinde tespite itiraz etmediği gibi kadastro mahkemesinde dava açmadığı, ayrıca 3194 sayılı imar yasasının 18.maddesi uyarınca taşınmazın %40’ını geçmemek üzere davalı idarenin düzenleme ortaklık payı olarak düşme hakkı olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ’nın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu kaydına dayanılarak kadastro tespit harici bırakılan yerin tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden kadastro tespiti sırasında ..ve . parsel sayılı taşınmazların davacının tutunduğu tapu kaydına dayanmak suretiyle davacı adına tespit edildiği ve çap kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır.Davacı her üç parsel arasında yol niteliği ile kadastro harici bırakılan bölümlerin tapu kaydı kapsamında kaldığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Taraflar arasındaki çekişmenin, tespit dayanağı tapu kaydının keşfen mahalline uygulanarak kapsamının tayin edilmesi ile çözüme kavuşturulacağı kuşkusuzdur.Bilindiği üzere; harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi,gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip,doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması,doğru esasa dayanmıyorsa,ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi,ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi,böylece yanların dayandığı,usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan,dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi;gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması,komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludurSomut olaya gelince, mahkemece davacının dayandığı tapu kaydının keşfen yerine uygulanmak suretiyle kapsam belirlenmeden yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verildiği görülmektedir.Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda uygulama yapılması, çekişme konusu yerlerin davacının dayandığı tapu kapsamında kalıp kalmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan yasal düzenlemelerden söz edilerek hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.