MAHKEMESİ: ALANYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 15/03/2011NUMARASI: 2010/475-2011/176Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, çekişme konusu 103 ada 184 ve 185 parsel sayılı taşınmazları kadastro çalışmaları sırasında şahıslar adına tespit ve tescil edildiğini, ancak taşınmazın taşlık ve kayalık vasfında, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve Hazine tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; yargılama giderleri yönünden bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi .. .raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava; tapu iptal, kayıt terkini, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece son kurulan hükmün temyizi üzerine; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddinin doğru olduğu, ancak yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden davalının sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu görülmektedir.Gerçekten de; işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal hükmü 23.07.2011 resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153.maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer. Öyleyse, davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez. Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer. Hal böyle olunca; işin esasının değerlendirilmesi, davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.Davacı Hazine’nin, temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.