Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10667 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 11140 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: BODRUM 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/02/2011NUMARASI: 2008/602-2011/71Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yere elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı Hazinenin, 220 sayılı parselin önünde bulunan kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yere, davalının, iskele yapmak, şemsiye- şezlong koymak ve kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elde ki davayı açtığı; davalının ise, çekişmeli yerdeki muhtesatların kendisi tarafından yapılmadığını, 220 parsel sayılı taşınmazı mevcut muhtesatlarıyla birlikte dava dışı R. A.'dan 2004 yılı Haziran ayında kiraladığını, gerektiği gibi iş yapamadığından 2 ay sonra iade ederek, taşınmazı terk ettiğini, bir daha da kullanmadığını, husumetin R.A.'a yöneltilmesi gerektiğini savunduğu anlaşılmaktadır.Gerçekten de, 6.8.2004 tarihli idari tahkikat tutanağında, 220 sayılı parseldeki davalıya ait işletmenin önündeki Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yere, ahşap iskele yapmak, şemsiye - şezlong koymak suretiyle davalı tarafından müdahale edildiğinin açıklandığı, eldeki davanın ise 20.11.2008 tarihinde açıldığı; Mahkemece, yapılan keşfe dayalı olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre, dava dışı R. A.'ın kayden maliki olduğu 220 (yeni 1314 ve 1315 ) parsel sayılı taşınmazdaki tesis tarafından kullanılan ve kıyı kenar çizgisi içerisinde yeralan bölüme, iskele - güneşlenme platformu, ahşap zemin, şemsiye ve şezlong koymak suretiyle müdahale edildiği belirlenmiş ise de, muhtesatların davalı tarafından yapılıp yapılmadığının, çekişmeli yerin halen davalının kulanımında olup olmadığının saptanmadığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak delillere göre, davalının, dava tarihinden önce çekişmeli yere ilişkin kullanımına son verip vermediğinin, halen çekişmeli yerin davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığının, muhtesatların davalı tarafından yapılıp yapılmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan, eksik soruşturmaya yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.