MAHKEMESİ: BARTIN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 17/11/2011NUMARASI: 2009/947-2011/469Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1171 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 11 nolu bağımsız bölüm öncesinde davalıya ait iken, 25.3.2009 tarihinde satış suretiyle davacıya temlik edildiği ve adına sicil kaydının oluştuğu; taraflar arasında düzenlenen Borçlar Kanunu'nun 299. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 379.) maddesinde öngörülen ariyet akti niteliğindeki 25.3.2009 tarihli sözleşmeyle davalının en geç 60 gün sonra (25.5.2009 tarihinde) taşınmazı boşaltacağının kararlaştırıldığı, buna karşın, davalının sözleşmede öngörülen süre sona erdiği halde taşınmazı kullanmaya devam ettiği; bu arada, davalı tarafından kira bedeli olarak aylık periyotlarda posta marifetiyle davacı adına gönderilen paranın ise, kabul edilmeyerek iade edildiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere, ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, taşınmaz maliki olan hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir.Somut olayda; çekişmeli bağımsız bölümün davacı adına 25.3.2009 tarihinde tarihinde tescil edildiği, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeyle belirlenen sürenin 25.5.2009 tarihinde sona ermesine rağmen davalının çekişmeli bağımsız bölümü kullanmaya devam ettiği açıktır. O halde, Mahkemece, davalının fuzuli şagil konumunda bulunduğu gözetilerek el atmanın önlenmesine ve kural olarak ecrimisile karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Ancak, davacının, dava dilekçesinde 25.5.2009 tarihinden dava tarihine kadar ki dönem için ecrimisil isteğinde bulunduğu gözetilerek, bu tarihler arasındaki dönemi kapsar biçimde belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken; eldeki davaya konu edilmeyen ayrı bir davanın konusunu teşkil edecek nitelikteki davadan sonraki dönemi kapsar biçimde belirlenen ecrimisile yönelik ıslah talebinin kabulüyle yazılı olduğu üzere ecrimisile karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları değinilen bu yönü itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.