MAHKEMESİ : MENDERES SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/01/2015NUMARASI : 2013/455-2015/99Taraflar arasında görülen tapu kaydının düzeltilmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı M.. M.. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü; -KARAR-Dava, tapu kayıtlarında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.Davacı, mahkemenin 2013/202 esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasına konu olan ve kayden paydaşı olduğu 540 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından “Ahmet kızı Mümine” nin soyadı “B..”, “Mehmet oğlu Ahmet'in” ise soyadı “B..” olduğu halde sehven tapu kayıtlarında her iki paydaşın da soyadının yer almadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesini, kendi anne adının da “Lütfiye” olarak tashihine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmitir.Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/2-ç-1 maddesi gereğince çekişmesizyargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür ve işin niteliği itibarıyla maktu harç alınır. Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan herhangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin takip yetkisi vardır../..HMK'nin geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir. Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki, dosya kapsamı ile kaydı düzeltilmek istenen “Ahmet kızı Mümine ile Mehmet oğlu Ahmet'in” aile nüfus kayıtları temin edilmemiş, aynı isimde başka kişilerin nüfusa kayıtlı olup olmadıkları sorulmamış, mahallinde keşif yapılmamış ve dava konusu 540 parseli kimin kullandığı, kaydı düzeltilmek istenen kişilerin taşınmazla ilgileri tespit edilmemiştir.Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular çerçevesinde araştırma ve incelemenin yapılması, davacı iddiası bakımından ve ilgisi yönünden ilgili nüfus müdürlüğünden “Ahmet kızı Mümine ile Mehmet oğlu Ahmet'in” aile nüfus kayıtlarının temin edilmesi, aynı isimde başka kişilerin nüfusa kayıtlı olup olmadıklarının sorulması, gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak mahalli bilirkişi ve tanıklar da dinlenilmek suretiyle dava konusu 540 parsel sayılı taşınmazda maliklerin kim olduğunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi, kaydı düzeltilmek istenen kişilerin taşınmazla ilgilerinin belirlenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış nüfus kaydına (İlyas oğlu Ahmet'e ait) itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.../...Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.