MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/05/2013NUMARASI : 2009/519-2013/284Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 3. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 28.05.2013 gün ve 2009/519 Esas 2013/284 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 08.4.2015 gün ve 22187-5124 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.Davacı, kayden paydaş olduğu dava konusu 2062 parsel sayılı taşınmazın fiili taksim sonucu kendisine isabet eden kısmının davalı tarafından haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacı paydaşın tek başına eldeki davayı açamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının haksız müdahalesinin keşfen belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararın davalı Bağdat tarafından temyizi üzerine Dairece; çekişme konusu bahçeli kargir ev niteliğinde üzerinde bodrum + 2 kattan teşekkül binanın yer aldığı 2062 parsel sayılı taşınmazın davacı, davalının murisi olan babası İbrahim ve dava dışı Sultan adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, binanın 17/B numaralı çekişmeli bölümünün davalı tarafından kullanıldığının sabit olduğu, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanması, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın 4721 sayılı TMK'nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, somut olayda her ne kadar çekişmeli 17/B numaralı bölüm davalı tarafından kullanılıyor ise de; binanın diğer bölümlerinin kimler tarafından kullanıldığının araştırılmadığı ve hal böyle olunca, mahallinde tekrar keşif yapılarak, bildirilen tanıklar dinlenip somut olayın incelenmesi, tüm paydaşları bağlayan fiili kullanım biçiminin oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise çekişmeli bölümün kimin kullanımına bırakıldığının saptanması, oluşmuş ve bu bölüm davacının kullanımına bırakılmış ise davanın kabul edilmesi, aksi halde bir başka ifadeyle binada davacının çekişmesiz olarak kullandığı ya da kullanabileceği bir bölüm var ise davanın reddedilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığına değinilerek bozulmuş, bozma kararına karşı davacı Ali karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. Hemen belirtilmelidir ki, bozma ilamında paydaş olduğu belirtilen davalının murisi olan babası İbrahim'in dava konusu taşınmazda paydaş olmadığı, taşınmazda davalının kayıttan kaynaklı bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi hususuna ilişkin daire kararının doğru olmadığı açıktır. Anılan yanlışlık karar düzeltme istemi üzerine bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davacının karar düzeltme isteğinin HUMK'un 440. maddesi gereğince kabulüne, dairenin 16.09.2014 tarih, 2013/22102 esas, 2014/14278 karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin 28.05.2013 tarih, 2009/519 esas, 2013/284 karar sayılı kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.842.40.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 09.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.