MAHKEMESİ : ŞİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/03/2013NUMARASI : 2010/475-2013/133Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; ortak mirasbırakanlar Lütfiye Kömürcü'nün 1998 tarihinde, M. K.'nün ise 1995 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak çocukları Hatice, Zehra, Şerife, Necati, Emin, Osman ve muristen önce ölen kızları Saime'den olma torunları Yusuf, Veysel ve Mustafa'yı bıraktığı, kız çocuklarından Hatice ile kendisinden önce ölen kızı Saime'den olma torunları Yusuf, Veysel ve Mustafa'nın davacı, erkek çocuklarından Necati'nin ise davalı olduğu, mirasbırakan M. K.'nün kayden maliki bulunduğu 201 parseldeki 1/2 payını, 356 parseldeki 1/2 payını, 75 parseldeki 1/3 payı ile 2 , 48 ve 60 parsel sayılı taşınmazlarını 07/01/1970 tarihinde bağış yoluyla, 70 ada, 59 parsel sayılı taşınmazı ise 13.02.1991 tarihinde satış yoluyla davalıya temlik ettiği, diğer mirasbırakan anne L. K.'nün ise 12/02/1991 tarihinde 75 parseldeki 2/24 payını, 13/09/1983 tarihinde 123 parseli, 19/10/1994 tarihinde ise 201 parseldeki 1/2 payını, 356 parseldeki 1/2 payını, 163, 183, 197 parsel sayılı taşınmazları satış yoluyla davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.Davacılar; temliki işlemlerin mirastan malkaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlar, davalı ise savunmasında ".....davacılardan H.. U.. ve diğer davcıların murisi Saime'nin 13/12/1999 tarihli ibraname ile miras paylarından feragat ettiklerini" bildirerek davanın reddini savunmuştur. Hemen belirtilmelidir ki; mirasbırakan L. K. tarafından 13/09/1983, 12/02/1991 ve 19/10/1994 tarihlerinde ve muris M. K. tarafından 13/02/1991 tarihinde satış yoluyla gerçekleştirilen temliki işlemler bakımından 01/04/1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde bir değerlendirme yapılması gerektiğinde kuşku yoktur. Esasen mahkemece de bu olgu gözetilmiştir. Ancak davalının savunmasında öne sürdüğü Ş. Noterliğinde düzenlenen ve ibraname olduğu belirtilen 13/12/1999 tarih ve 6884 yevmiyeli belge merciinden getirtilerek değerlendirilmeden sonuca gidilmiştir.Öte yandan; 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi, miras bırakanın üzerindeki taşınmazı kayden satış veya ölünceye kadar bakma akdiyle devretmesi ve bunun da muvazaalı olduğunun saptanması halinde mümkündür. Ne var ki; miras bırakanlardan M. K.'nün 201 parseldeki 1/2 payını, 356 parseldeki 1/2 payını, 75 parseldeki 1/3 payı ile 2 , 48 ve 60 parsel sayılı taşınmazlarını 07/01/1970 tarihinde bağış yoluyla temlik ettiğine göre anılan İçtihadı Birleştirme Kararının hadisede uygulanma yeri bulunmamaktadır. Böylesi bağış yoluyla yapılan temliki işlemin koşulları varsa ancak Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 560 ilâ 571. maddeleri arasında öngörülen tenkis davasına konu edilebileceği, bağış yoluyla gerçekleştirilen temliklerde muvazaa olgusunun dinlenemeyeceği açıktır. Bir başka husus da; eksiğin tamamlatılması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden; davaya konu 291 parsel sayılı taşınmaz bakımından muris tarafından gerçekleştirilen bir temlikin bulunmadığı, muris adına kayıtlı iken ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği, mirasçılar arasındaki pay temliki sonucu paydaş kalan Zehra, Emin ve Osman tarafından vekil N.K. tarafından 21/12/2005 tarihli satış akdi ile davalıya temlik edildiği, dolayısıyla muris tarafından yapılmış bir temlik olmadığından anılan taşınmaz yönünden 1.4.1979 tarih ½ Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağında kuşku yoktur.Hal böyle olunca; muris M.K. tarafından 07/01/1970 tarihli akitle davalı N.. K..'ye bağış yoluyla temlik edilen 201 parseldeki 1/2 pay, 356 parseldeki 1/2 pay, 75 parseldeki 1/3 pay ile 2, 48 ve 60 parsel sayılı taşınmazlar ve muris tarafından yapılmış bir tasarruf işlemin bulunmayan 291 parsel bakımından 01/04/1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yerinin bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi, diğer parseller bakımından ise davalı tarafın savunmasında dayandığı Ş. Noterliğinin 13/12/1999 tarih, 6884 yevmiyeli belgenin ( miras payından feragat beyanını içerdiği iddia edilen belge) getirtilerek dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Kabule göre de; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri taşınmazların tümünün değerinden davacıların miras payına tekabül eden bölüm olup keşfen belirlenen dava değeri üzerinden harcın tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden harç tahsili doğru olmadığı gibi çekişmeye konu taşınmazlardan 70 ada, 59 parsel ,48 parsel ve 75 parsel sayılı taşınmazların tevhid ve ifraz işlemlerinden yeni imar parsellerinin oluştuğu, yeni oluşan müfrez parselleri üzerinden hüküm kurulmadığı, hukuki dayanağı kalmayan başka bir deyişle tevhid işlemi ile kaydı kapatılan kadastral parseller üzerinden karar verilmesinin doğru sicil oluşturma ilkesinin bir sonucu olan dolu pafta ilkesine aykırı düştüğünün ve mahkemece re'sen değerlendirilmesi gerektiğinin gözardı edilmesi de isabetsizdir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.