MAHKEMESİ : BAKIRKÖY(KAPATILAN) 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/10/2009NUMARASI : 2007/5-2009/267Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava; elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemine ilişkindir.Davacı Vakıf; paydaşı bulunduğu .... ada, 13 parsel sayılı taşınmaza davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın yapılaşmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Davalılar ise; çekişmeli taşınmazı mirasbırakan A. T. adına olan tapu tahsis belgesine dayalı olarak kullandıklarını, ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, tapu tahsis belgesinin idarece iptal edilmesi üzerine idari işlemin iptali istemi ile açılan davanın derdest olduğunu, mülkiyet uyuşmazlığının çözümlenmesinin beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece; davalıların murislerine ait yapıda iştirak halinde malik oldukları ve davada yıkım isteğinin de bulunduğu gözetilerek tüm mirasçıların davada yer alması sağlandıktan sonra yapılan yargılama sonucunda davalıların dayandığı tapu tahsis belgesinin geçerli olduğu gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1768 ada, 26 parsel sayılı taşınmazdan müfrez,409 m² yüzölçümlü, 2555 ada, 13 parsel sayılı taşınmazda B. A. V. S. V.'nın dava dışı kişilerle birlikte paydaş olduğu, davalıların, murisi A. T. tarafından 2981 sayılı Yasa hükümlerinden faydalanmak amacıyla 27/04/1983 tarih ve 1299 nolu başvuru formu ile yaptığı müracaata dayalı olarak anılan kadastral parselde davalıların mirasbırakanı A. T. adına İstanbul Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 25/12/1984 tarih, 4092 yevmiyeli tapu tahsis belgesi verildiği, kadastral parselin beyanlar hanesindeki şerhin müfrez 2555 ada, 13 parselin sicil kaydına da aktarıldığı, A. T. adına verilen tapu tahsis belgesinin idarece iptal edilmesi üzerine mirasçıları tarafından idari işlemin iptali istemi ile açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda tapu tahsis belgesinin iptaline ilişkin idari işlemin iptali davasının kabulüne ilişkin İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 30/10/2003 tarih, 2001/1208 Esas, 2003/1270 sayılı kararının 04/07/2008 tarihinde kesinleştiği, öteyandan A.T. mirasçıları tarafından tapu tahsis belgesine dayalı olarak gerek Zeytinburnu Asliye 2. Hukuk Mahkemesinde 2005/294 Esas sayılı gerekse Bakırköy Asliye 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2008/288 Esas sayılı davalarda tapu iptal tescil isteğinde bulunulmuş ise de yapılan yargılamaları sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, Bakırköy Asliye 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2008/288 Esas sayılı dava dosyası kapsamında bilirkişi heyetinden alınan 17/03/2009 tarihli raporunda; dava konusu 1768 ada, 26 kadastral parselden müfrez 2555 ada, 13 parsel sayılı taşınmazın 88.00 m²'lik kısmı üzerinde davalılara ait gecekondu bulunduğunun saptandığı anlaşılmaktadır.Yukarıda açıklanan olgular karşısında; davalılar tarafından dayanılan tapu tahsis belgesinin halen geçerliliğini koruduğu tartışmasızdır. Ne var ki; taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için; davalıların dayandığı tapu tahsis belgesinin çekişmeye konu taşınmaz içerisinde kalıp- kalmadığı, tahsis dışı bir kullanım olup- olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması zorunludur. Her ne kadar mahkemece tapu tahsis belgesinin geçerli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca; mahallinde uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak davalıların murisine ait 88 m²'lik alanı kapsayan tapu tahsis belgesinin zemine uygulanması ve tapu tahsis belgesinin sınırlarının belirlenmesi, davalıların zeminde kullandığı yerin tapu tahsis belgesi kapsamında olup- olmadığı, tahsis dışı bir kullanımın bulunup- bulunmadığının, kullanılan alandaki muhdesatların bilirkişi marifetiyle saptanması, bilirkişilerden denetime elverişli, krokili rapor alınması, hasıl olacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.Davacı idarenin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.