MAHKEMESİ: SİLİFKE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 11/03/2010NUMARASI: 2004/120-2010/131Taraflar arasında görülen davada;Davacı, zilyetliği altındaki tapulu taşınmazına davalıların müdahale ettiklerini ileri sürerek, haksız el atmalarının önlenmesini istemiştir. Davalı taraf, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, tapu kaydı ve zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Bilindiği üzere, harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa, öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi, gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayanağı belgeler incelenip doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması, doğru esasa dayanmıyorsa ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi, ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, böylece yanların dayandığı usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan, dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi, gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir. Diğer taraftan, sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur. Somut olayda, hükme yeterli bir soruşturma yapıldığını ve davacının dayandığı tapu kayıtlarının mahalline uygulandığını söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca, dayanılan tapu kayıtlarının yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde mahalline uygulanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ve uygulama ile yetinilip hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 S. HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla) HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.