Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10501 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21555 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : YENİŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/09/2013NUMARASI : 2013/59-2013/385 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı ancak, taşınmazın tasarrufunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı, taşınmazı önceki malikten kiralamak suretiyle kullandığını belirterek, kiracılık savunmasında bulunmuştur.Hemen belirtilmelidir ki; özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir. Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni (üstü kapalı) olarak da vücuda getirilebilir. Yeterki taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarında anlaşmış olsunlar. Nitekim bu kural l8.3.l942 tarih 37/6 sayılı inançları birleştirme kararında açıkça vurgulanmıştır. Ne varki, kira ilişkisi bir hukuki fiil (vakıa) değil, bir hakkın doğumuna,değiştirilmesine veya ortadan kaldırılmasına neden olma niteliği itibariyle bir hukuki işlem (muamele)dir. Bu nedenle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 200. maddesinde düzenlendiği üzere miktar veya değeri 2500,00 Türk Lirasını geçen miktarlar bakımından iddia ve savunmanın senetle kanıtlanması zorunludur. Somut olaya gelince; yukarıda değinilen nitelikte bir kira sözleşmesinin varlığı araştırılmamış, Borçlar Kanununun 248.maddesinde ifadesini bulan kiranın esaslı unsurunu teşkil eden bir bedelin ödendiğini gösterir belge olup, olmadığı da belirlenmemiştir. Hal böyle olunca, tanık sözlerine değer verilerek davalıya kiracılık sıfatı tanınamayacağı gözetilerek hükme yeterli bir araştırma yapılması, ondan sonra işin esası yönünden bir hüküm kurulması gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.