MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/02/2013NUMARASI : 2011/313-2013/27Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava; inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece; çekişmeli taşınmazın davacı tarafından davalı H. temlikinin teminat amaçlı olduğu, ancak davalı H.'in aradaki sözleşmeye aykırı davranarak taşınmazı diğer davalı.S.satış suretiyle devrettiği, davalı S.'in durumu bildiği ve kötüniyetli olduğunun ise kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli 468 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 19 numaralı bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı iken 10.09.2009 tarihinde 36.000 TL bedelle davalı H..e satış suretiyle temlik edildiği, anılan taşınmazın 09.05.2011 tarihinde ise davalı H..arafından diğer davalı.S.13.100 TL bedelle satılıp devredildiği, davacı ile davalı H..arasında düzenlenen 05.09.2009 tarihli yazılı belgede, dava konusu 19 numaralı bağımsız bölümün davalı H..in bankadan alacağı 35.000 TL krediye teminat olmak üzere satış gösterilerek devredileceği, alınan kredinin 10.000 TL sinin davalı, geri kalanının ise davacı tarafından kullanılacağı, kredi geri ödemesi tamamlandığında hiçbir bedel talep edilmeden taşınmazın iade edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.Gerçekten de tüm dosya kapsamı ve özellikle dosyaya sunulan 05.09.2009 tarihli belge içeriğinden, davacı ile davalı H..arasında inanç sözleşmesi kurulduğu ve çekişme konusu taşınmazın teminat amacıyla temlik edildiği sabittir.Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Sözleşme ile, taşınmazın mülkiyeti inanılana (alacaklıya) geçer. Taşınmazda inanarak satanın (borçlu) mülkiyet hakkı kalmadığı gibi, alıcının bu mülkiyet hakkı üzerinde kurulmuş olan bir rehin hakkından da söz edilemez. Ancak, davacının karşılıklı edimler içeren inanç sözleşmesine dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini isteyebilmesi için 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 81. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 97 md.) uyarınca öncelikle kendi edimini yerine getirmesi zorunludur.Bu durumda, eldeki davada sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi için; öncelikle davacının edimini yerine getirip getirmediği ve iade koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması , edimini yerine getirdiği belirlenir ise son kayıt maliki olan davalı S.'in iyiniyeti üzerinde durularak sonuca gidilmesi gerekmektedir.Somut olayda; çekişmeli taşınmazda halen davacının ikamet ettiği anlaşılmakta olup, son kayıt maliki Sabahattin'in dava açıldıktan sonra çektiği ihtar ile taşınmazda oturacağını bildirerek davacıdan tahliyesini istemiş ise de, taşınmazı görmeden edinmiş olması ve dava tarihindeki değeri 60.000,00 TL olan taşınmazı üzerindeki 100.000,00 TL ipotekle yükümlü olarak satın almış olması hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi tanık C. A.'ın beyanından da davalının taşınmazı bedelsiz olarak edindiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece iade koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması, oluştuğunun anlaşılması halinde ise belirtilen bu hususların da gözetilerek toplanan ve toplanacak deliler uyarınca bir karar verilmesi gerekirken,noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.