MAHKEMESİ: EZİNE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 27/04/2011NUMARASI: 2008/215-2011/89Taraflar arasında görülen davada;Davacı, bahçeli, kargir, zemin kat dâhil 5 bağımsız bölümden oluşan binanın bulunduğu 4135 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki olduğunu, davalının 4 nolu dairede haklı ve geçerli bir neden olmaksızın ikamet etmek suretiyle işgal ettiğini, çekişmeli dairede oturmasına rızası olmadığını, taşınmazın tahliyesi için ihtarname keşide edilmesine rağmen sonuç alınamadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve 01.11.2008 tarihinden, fiilen tahliye edeceği tarihe kadar aylık 500,00.-TL. ecrimisil bedeline hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, inançlı işleme dayalı olarak taşınmazın davacıya devir ve temlik edildiğini, tapu kaydının iptali amaçlı açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacının kayden maliki bulunduğu 4135 parselde yer alan 4 nolu bölüme elatmanın önlenmesine, 11.01.2008 tarihinden, konutun fiilen tahliye edildiği tarihe kadar geçecek sürede aylık 500,00.-TL. ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Gerçekten de; kayden davacıya ait çaplı taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın elattığı saptanarak elatmanın önlenmesi isteği yönünden davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Ancak, ihtarın tebliğ edildiği tarihi takip eden, 10. iş günü hitamı tarihi olan, 01.11.2008 tarihinden itibaren dava tarihine kadar olan süreç için belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.Kabule göre de; 492 sayılı Harçlar Yasasının 16.maddesi hükmü uyarınca dava değerinin elatılan yerle ilgili zemin bedeli ile istenilen ecrimisilin toplamından ibaret olduğu gözetilip harç ikmali yapıldıktan sonra işin esasının değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi, toplam değer üzerinden davacı yararına avukatlık ücreti takdir ve tayin edilmesi gerekirken, her bir istek için ayrı ayrı avukatlık ücretine ve harca hükmedilmesi de doğru değildir.Davalının, temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollamasıyla) HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.