MAHKEMESİ : İZNİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/10/2011NUMARASI : 2008/1-2011/292 Yanlar arasında görülen "tapu iptal ve tescil" davası sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacı T. B.'ın kayden maliki olduğu dava konusu 3369 parsel sayılı taşınmazı 30/01/2002 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği, davanın bizzat T. B. tarafından açıldığı, yargılama sırasında İznik Sulh Hukuk Mahkemesinin 11/02/2002 tarih, 2002/57 Esas, 2002/157 karar ve 20/05/202 kesinleşme tarihli kararı ile T.'a eşi F. B.'ın vasi tayin edildiği, vasinin davayı vekil aracılığıyla takip ettiği, yargılama sırasında Uludağ Üniversitesi Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin 06/07/2011 tarih , 568 sayılı raporu ile "T. B.'ın 2001 tarihi itibariyle tasarruf ehliyetinin olmadığı, paranoid düşünce bozukluğu, psikonevrotik depresyon reaksiyonu bulunduğunun" saptandığı, mahkemece Adli Tıp Kurumuna sevkedildiği, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu'nun 20/01/2011 tarihli yanıtında rapor hazırlanabilmesi için hasta ile birlikte hasta yakınları olan eşi ve çocuklarının da dinlenmesi gerektiğinin bildirilmesi üzerine davacı yanın dosya kapsamında alınan raporlara dayalı olarak karar verilmesi yönündeki talebi gözetilerek Uludağ Üniversitesi Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin 06/07/2011 tarih, 568 sayılı raporu ile yetinildiği öteyandan eldeki dava dosyası bakımından husumete izin kararı alınmadan sonuca ulaşıldığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Medeni Kanunun “ fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir “ biçimindeki 9. maddesi hükmüyle hak elde edebilmesi, borç ( yükümlülük ) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlamış. 10. maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin ( reşit ) olmayı kabul ederek “ ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. “ hükmünü getirmiştir. “Ayırtım gücü “ eylem ve işlev ehliyeti olarak da tanımlanarak aynı Yasanın 13. maddesinde “ ...yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk yada bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, sözkonusu Yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.Hemen belirtmek gerekir ki, Medeni Kanunu'nun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyiniyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. ( 11.6.1941 tarih, 4/21 Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)Yukarıda sözü edilen ilkeler ve yasa maddeleri çerçevesinde somut olay bakıldığında; bir kimsenin ehliyetinin tesbitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar 6100 sayılı HMK'nun 282. Maddesinde (1086 sayılı H.U.M.K.’nun 286 maddelsinde) belirtildiği gibi bilirkişinin “oy ve görüşünün diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirileceği belirlenmiş ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir. Hele ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Medeni Kanunun 409/2. maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür. Ne var ki, mahkemece ileri sürülen hukuki ehliyetsizlik iddiası yönünden yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler kapsamında Adli Tıp Kurumundan Medeni Kanunu'nun 409/2. Maddesinde öngörüldüğü biçimde rapor alınarak bu husus açıklığa kavuşturulmamıştır.Hal böyle olunca, öncelikle vasi tarafından "husumete izin kararı alınarak" usulü eksikliğin giderilmesinden sonra, kayıt maliki Tuğrul Başaran'ın tedavi gördüğü tüm sağlık kuruluşlarından tedavsiyle ilgili belge, hasta tabela ve müşahade kağıtları ile grafilerinin getirtilmesi,dava dosyası ile birlikte Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu'nun 20/01/2011 tarihli yanıtı da dikkate alınarak vesayet altında bulunan Tuğrul Başaran'ın eş ve çocuklarının da dinlenebilmesi temin edilerek işlem tarihinde hukuki ehliyete haiz olup olmadığının saptanabilmesi bakımından 2659 sayılı yasanın 7. ve 16. maddesi hükümleri uyarınca Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden rapor alınması, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde hükme yeterli bir araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,01.10.2012 tarihinde oybinliğiyle karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Şikayet reddedilse de icra mahkemesinin tedbir kararı HMK 397/2 maddesi gereğince aksi belirtilmediği sürece karar kesinleşene kadar devam eder.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunu
Malen-Nakden kaydı yerine 'Ev içindir' yazar ise yine de kambiyo senedi niteliği korunur mu?
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunu
Davalının adresi bilinmiyorsa ne yapmak lazım ? Uydurma bir adres mi yazlı ya da boş mu bırakılmalı?
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı ve
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?