Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10386 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3247 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: AYVALIK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 27/12/2011NUMARASI: 2009/353-2011/890Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu iptal ve tescil olmazsa tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, vekil Helga'nın Alman vatandaşı olup,Tapu Sicil Tüzüğünün 17. maddesine göre resmi senedin düzenlenmediği gerekçesiyle tapu iptal ve tescil davasının kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1197 parsel sayılı taşınmazdaki 11 nolu bağımsız bölümün K.Ş. vekili Helga Mathilde ..tarafından 22.10.2008 tarihli akitle davalılara satış yoluyla devredildiği anlaşılmaktadır. Davacılar, vekil Helga'nın Alman vatandaşı olup, çok sınırlı Türkçe konuşabildiğini, davalıların taşınmazın satılık olduğunu öğrenince taşınmazı satın almak istediklerini, Türkiye'de taşınmaz alım ve satımlarında tapuda devir yapılırken satış bedelinin yazılı olarak taahhüt edilerek işlem yapıldığı yönünde davacı vekil Helga'yı ikna ettiklerini ve hileli eylemleri ile hataya düşürdüklerini ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır. O halde, davacılar K..ve vekili Helga'nın taşınmazı satış iradelerinin bulunduğunun kabulü gerekir. Ayrıca eldeki dava açılırken davacı Helga tarafından verilen 21.07.1999 tarih ve 07146 yevmiye nolu vekaletnamede de tercüman bulundurulmadığı görülmektedir. Öte yandan Mahkemece Tapu Sicil Tüzüğünün 17. maddesi gereğince tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmişse de, taşınmazın satış iradesinin bulunması, resmi akitte “okudum” ibaresinin altında vekil Helga'nın imzasının olması gözetildiğinde, Tapu Sicil Tüzüğünün 17. maddesinde belirtilen “Taraflardan birinin Türkçe bilmemesi halinde, ayrıca yeminli tercüman bulundurulur. Tanıklar ve tercüman da resmi senedi imza ederler” hükmü gereğince tapu iptal ve tescil davasının kabulüne karar verilmiş olmasının isabetli olduğu söylenemez. Ne varki, davacılar terditli olarak tazminat talebinde de bulunmuşlardır. Mahkemece yapılan araştırma, inceleme, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taşınmazın resmi akitteki değeri 22.000,00.-TL olarak gösterilmiş, gerçek değerinin ise 77.000,00.-TL olduğu saptanmıştır. O halde taşınmazın gerçek değeri resmi akitte gösterilen değerden fazla olduğuna göre, resmi akitte gösterilen değerin üzerinde kalan satış bedelinin ödendiğinin davalılar tarafından kanıtlanması gerekirHal böyle olunca, tazminat isteği yönünden yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde toplanılan delillerin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.