Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10337 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 8779 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ: MENDERES ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 06/04/2011NUMARASI: 2010/86-2011/261Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, kendisini vekille temsil ettirdiği, ancak avukatının, yargılama sırasında vekillikten istifa ettiğini ve müvekkilinin (davacının) İsviçre’de bulunduğunu bildirdiği görülmektedir. Bilindiği üzere; 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 41. maddesi “belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam eder” şeklinde; davanın devam ettiği süreçte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 68. maddesi de “müvekkili namına muamele yapmış olan vekil nefsini azlettiğini veya müvekkili tarafından azlolunduğunu dava zaptına kayıt veya tebliğ ettirilmek suretiyle diğer tarafa bildirmedikçe, istifa ve azlin o taraf hakkında hükmü yoktur” biçiminde hükümler içermektedir.Öyleyse, anılan hükümlere göre somut olay değerlendirildiğinde; davacı avukatının istifasının geçerli olduğunun kabul edilebilmesi için, bu hususun davacı asile usulüne uygun olarak tebliği zorunludur.Oysa; davacının vekilliğinden çekilen avukat, iki celse üst üste müvekkilinin yurt dışında ikamet ettiğini ve adresini tespit edip bildireceğini mahkemeye beyan etmesine rağmen, mahkemece, 29.09.2010 günlü oturumda bu beyana itibar edilmeyerek verilen ara karar gereğince davacıya, vekaletnamedeki adresine 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca tebliğ yapılarak, bunun sonucu olarak da davanın takip edilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.O halde, yurt dışında ikamet eden davacıya, vekilinin çekilmesinin 7201 sayılı Yasa uyarınca yurt dışı tebligat ile usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekirken, aynı Yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılarak neticeye gidilmiş olması doğru değildir.Öte yandan, istifa eden vekil sonradan yenileme dilekçesi vererek davayı takip etmiş olup, bu durumda vekalet görevinin son bulduğu söylenemez. Kaldı ki; aynı avukat, davacıdan 18.02.2011 tarihli yeni bir vekaletname temin ederek, karardan sonra başka bir avukatı tevkil etmiştir. Öyleyse, vekalet görevinin devam ettiği kabul edilmelidir.Kabule göre de, Denizbank A.Ş. tarafından açılan davanın bu dava ile birleştirilmiş olduğu noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen Menderes Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.07.2010 tarih 285-432 sayılı dosyasından anlaşılmakla; birleştirme kararının gerektirdiği usulü işlemlerin tekemmül ettirilmemiş olması da isabetsizdir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.