Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10300 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 7398 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : ZONGULDAK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/02/2011NUMARASI : 2010/49-2011/17Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mülkiyeti iadareye ait 133 ada 4 parsel sayılı taşınmaza davalının ev, garaj ve kömürlük yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmesini istemiştir. Davalı, husumetin yanlış yöneltildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu garaj ve kömürlüğün Hazineye ait taşınmaz içinde kaldığı, aynı bina nedeniyle daha önce elatmanın önlenmesine karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 4 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, mahallinde keşfen yapılan uygulama sonucunda ibraz edilen krokiye göre çekişme konusu yapıların bir kısmının davacıya ait 4 parsel sayılı taşınmazda, bir kısmının ise dava dışı Hazine adına kayıtlı 1 parsel sayılı taşınmazda kaldığı anlaşılmaktadır. Yine dosya içerisinde bulunan Zonguldak Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1993/742 Esas, 1994/47 sayılı kararı ile, aynı parselle ilgili bir yıkım kararı alındığı görülmekte olup, eldeki davanın davalısı, o davanın davalısının annesi olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, o ilam üzerinde yeterince durulmamıştır. Şöyle ki, anılan ilamda dava konusu edilen bina ile, eldeki davada ibraz edilen krokideki A ve B harfleriyle gösterilen binanın aynı bina olması halinde, taşınmazın aynına ilişkin ilamlar zamanaşımına uğramayacağından ilam infaza konulmak suretiyle yıkım sonucuna ulaşılacağı kuşkusuzdur. Öte yandan; elatma bir haksız eylem olup, elatmanın önlenmesi davaları da haksız eylemi gerçekleştiren kişi yada kişiler aleyhine açılır. Somut olayda, özellikle keşifteki beyanlarından davalının binada oturduğu tartışmasızdır. Bunun yanında,davalının yaptığını kabul ettiği garaj ve kömürlük 1 parsel sayılı taşınmaz içinde kalıyor ise de, anılan parselin kullanım hakkının davacıya ait olması halinde bu bölümler yönünden de inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği açıktır.Hal böyle olunca, Hazine adına kayıtlı 1 numaralı parselin kullanım hakkının davacıya ait olup olmadığının saptanması, davacıya ait ise kömürlük ve garaj yapılmasında davalının üstün bir hakkının bulunmadığı gözetilerek bu kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesi, ayrıca Zonguldak Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1993/742 Esas, 1994/Karar sayılı ilamının krokisi uygulanarak, dava edilen bina ile o davadaki binanın aynı bina olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, aynı bina olduğunun saptanması halinde yıkım kararının önceki ilam infaz edilerek sağlanabileceği nazara alınarak, ilam kapsamı bakımından yeniden bir hüküm kurulmasına gerek bulunmadığı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 Sayılı Yasanın geçici 3. maddesine göre) HUMK 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.