Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10292 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9168 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: ANKARA 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 29/04/2010NUMARASI: 2009/272-2010/132Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava ,tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden;davacının, ekonomik çıkmaza düştüğü bir anda 2226 ada 9 parselde kurulu binada kendisine ait olan 9 dairenin tamamının dava dışı abisine muvazaalı olarak devrettiğini, bu dairelerden 4 tanesini halen iş yeri olarak kullandığını, daha sonra abisinin de işlerinin bozulması üzerine yine muvazaalı olarak kendi emanetçilerine taşınmazları devrettiğini, bu emanetçilerden dava dışı MDA Kimya Sanayi Limited Şti.nin bu kez binadaki taşınmazların tümünü davalıya devrettiğini, yapılan işlemlerin tümünün muvazaalı ve kendisini yıpratmaya yönelik faaliyetler olduğunu, bu hususun dava aşamasında kanıtlanacağını ileri sürerek eldeki davayı açtığı;davalının , dava konusu 9 ve 10 numaralı dairelerin bedeli ödenerek satın alındığını, davacıdan sonra taşınmazların birkaç kez el değiştirdiğini, davacının yasal bir gerekçe ortaya koyamadığını savunduğu;mahkemece,davacının davasını ıspatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece,yargılama aşamasında HUMK nun 163 ve 180. md.leri gereğince davacıya delillerini liste halinde vermesi ve karşı tarafa tebliğ ettirmesi amacıyla 10 günlük kesin süre verilmiş ve kesin sürenin sonuçları açıklanmış olunmasına rağmen davacı vekili tarafından 10 günlük kesin süre içerisinde hiçbir delil sunulmadığı görülmüştür.Her ne kadar mahkemece usulüne uygun kesin süre verilmiş ise de;davacı taraf dava dilekçesinde anılan dava dosyasını delil olarak belirtmiştir.Hal böyle olunca davacının delil olarak dayandığı mahkeme dosyasının getirilerek incelenmesi, değerlendirilmesi,sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.