Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10279 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 8819 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: BATMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 24/02/2010NUMARASI: 2009/637-2010/109Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kadastro çalışmaları ile davalı adına senetsizden 3402 Sayılı Yasanın 14/1. maddesine aykırı olarak 100 dönümden fazla yer tespiti yapıldığını, miktar fazlasının 107 ada 22 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydından iptali ile hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir.Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, davalı adına senetsizden tescil edilen tüm taşınmazların toplam miktarı gözetildiğinde 3402 sayılı yasanın 14/1 maddesinde sözü edilen 100 dönüm sınırlamasına uyulmadığı belirlenerek miktar itibarı ile fazlasının çekişme konusu 22 parsel sayılı taşınmazdan iptal ve tesciline karar verilmiş olması doğrudur. Ayrıca, çekişmeli taşınmazların tamamının zilyetlikle mülk edinilebilecek nitelikte bulunduğu saptandığına göre, 22 parselden miktar fazlası olan 28.895,98 m2.lik kısmın iptal ve tesciline karar verilmiş olması da doğrudur. Davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğü giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesiyle, 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 36. maddesine eklenen 36/A maddesinde aynen;"kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekalet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz" hükmü derpiş edilmiştir. Aynı yasanın 17. maddesiyle de, davalı tarafın sorumlu tutulmaması süreci uzatılarak infaz edilmemiş karar için de geçerli olduğu hükmü öngörülmüştür.Hal böyle olunca; 6099 sayılı yasa hükümleri gözetilmek suretiyle bir değerlendirme yapılarak yargılama giderleri ve avukatlık ücreti konusunda karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.