MAHKEMESİ : KADINHANI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/03/2011NUMARASI : 2010/193-2011/108Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu üç parça taşınmazı davalıların haksız kullandıklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, dava konusu taşınmazları uzun yıllardır kullandıklarını, davanın zaman aşımı süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazları davalı M.’nın haksız kullandığı, davalı M.’un ise bir elatmasının bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davalı M. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava ve birleşen dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; özellikle, kayden davacıya ait çekişme konusu 18 ada 1, 20 ada 1, 54 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara davalı M.’nın haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahale ettiği belirlenerek anılan parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı M.’nın öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davalı M.’nın diğer temyiz itirazlarına gelince; dosya kapsamı ile, davacının asıl davada husumeti davalı M.’ya yönelterek, 18 ada 1, 20 ada 1 ve 54 ada 1 parsel sayılı taşınmazları dava konusu ettiği, anılan davalı bakımından 21 ada 1 parsel sayılı taşınmaz bakımından açılmış bir dava bulunmadığı anlaşılmaktadır. Her nekadar, 08.02.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı, 21 ada 1 parsel sayılı taşınmaz bakımından da elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuşsa da, bilindiği üzere,karar tarifinde yürürlükte bulunan HUMK.’nun 87/son maddesinin Anayasa Mahkemesince iptalinden sonra ıslah yoluyla müddeabihin arttırılması olanaklı hale gelmişse de, dava dilekçesinde dava edilmeyen bir hususun ıslah yoluyla dava konusu haline getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun ıslah müessesesini düzenleyen 176 ve devam eden madde hükümlerinde de bunun aksine bir hükme yer verilmemiştir.O halde, hakkında açılmış bir dava olmadığı ve ıslah yoluyla da dava konusu haline getirilmesine olanak bulunmadığı halde 21 ada 1 parsel bakımından da davalı M. aleyhine kabul kararı verilmiş olması doğru değildir. Hal böyle olunca; davalı M.’nın bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.