MAHKEMESİ : MALATYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/01/2011NUMARASI : 2010/394-2011/31Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine, kadastro sırasında Hazine adına tescil edilen taşınmazın bir kısmının kişilerin açtığı dava sonucunda iptal ve kişiler adına tesciline karar verildiğini, kalan kısmın ise tapuya tescil edilirken malik hanesinin boş bırakılıp davalıdır şerhi konulduğunu, daha sonra imara tabi tutulmak suretiyle oluşturulan imar parsellerinin de malik hanesi boş olarak ve davalıdır şerhiyle tescil edildiğini ileri sürerek, anılan imar parsellerinin adına tescilini ve kayıtlardaki şerhin kaldırılmasını istemiştir.Mahkemece, ana taşınmazın kişiler lehine hükmen iptal edilen bölümleri dışında kalan kısmı üzerinde Hazinenin mülkiyetinin sürdüğü, malik hanesinin boş bırakılmasının Tapu Sicil Müdürlüğünce karara yanlış anlam yüklenmesinden kaynaklandığı, yeniden tescile karar verilmesine gerek bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.Karar, Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, şerhin terkini ve tescil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, Hazine adına kayıtlı 895 ada 1 nolu parsel hakkında kişiler tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 1972/561 esas sayılı iptal-tescil davasının yargılaması sonucunda, taşınmazın 32600 m²'lik kısmının tapusunun iptaliyle ayrı bir parsel numarası altında davacıları adına tapuya tesciline karar verildiği ve derecattan geçerek kesinleştiği, Hazine üzerinde kalan kısmının ise tapu kaydında malik hanesinin boş bırakıldığı ve taşınmazla ilgili başkaca bir dava bulunmadığı halde kaydın beyanlar hanesine de ''davalıdır'' şerhinin konulduğu; sonradan yapılan imar uygulamasında da taşınmazın gittiği imar parsellerinin malik haneleri boş bırakılıp ''davalıdır'' şerhinin imar kayıtlarına da aktarıldığı anlaşılmaktadır.Davacı Hazine, 1972/561 esas sayılı dava sonucunda 895 ada 1 nolu parselin üzerinde kalan kısmından imarla oluşan parsellerin adına tescilini ve kayıtlarındaki ''davalıdır'' şerhinin kaldırılmasını isteyerek eldeki davayı açmıştır.Gerçekten de, 1972/561 esas sayılı dava sonucunda 895 ada 1 nolu parselin kişiler lehine iptal edilen 32600 m²'lik kısmı dışındaki bölümünün mülkiyetinin, hükümde açıkça belirtilmese ve sicile yansıtılmasa da Hazine üzerinde kaldığı kuşkusuzdur. Nitekim bu husus mahkemenin de kabulündedir.Diğer taraftan, somut olayda 3402 sayılı Yasa'nın 30. maddesinin tatbikini gerektiren bir durum bulunmadığı da açıktır.Hal böyle olunca, 895 ada 1 nolu parselin Hazinenin mülkiyetinde kalan kısmının dönüştüğü imar parselleri bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddedilmesi doğru değildir. Hazinenin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla) HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.