Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10223 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 8330 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: ADANA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 11/03/2010NUMARASI: 2008/568-2010/121Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ihdasen Hazine adına tescil edilen 965 (138) sayılı parselin imar uygulamalarına alındığını, ancak imar işlemlerinin İdari Yargıda iptal edildiğini ileri sürerek, imar öncesi durumun ihyasını, aksi takdirde zararının tazmini istemiştir.Davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, imar işlemlerinin iptal edildiği, ancak 965 sayılı parselin bir kısmının orman alanında kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, imar öncesi durumun ihyası, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli 965(138) parsel sayılı taşınmazın ihdas suretiyle Hazine adına sicile kayıtlandığı, sonradan iki kez imar uygulamasına alındığı, ancak anılan uygulamalardan ikincisinin İdari Yargıda iptal edildiği anlaşılmaktadır.Davacı Hazine, İdari Yargının iptal kararına dayanarak eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, davanın kabulüyle imar öncesi durumun ihyasına; ayrıca, ihya kapsamındaki bir kısım yerin imar planında orman alanında kaldığından bahisle bu kısmın ihya kapsamından çıkarılıp terkin edilmesine karar verilmiştir.Gerçekten de, sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemlerin İdari Yargı yerinde iptal edilmesiyle kayıtların dayanaksız hale gelip yolsuz tescil durumuna düşecekleri tartışmasızdır. Ancak, somut olayda, imar uygulamalarından ikincisinin İdari Yargıda iptal edildiği, ilk uygulamaya yönelik bir iptal kararı bulunmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın ilk uygulama çerçevesinde çözümlenmesi zorunludur. Hal böyle olunca, halen geçerliliğini sürdüren ilk imar uygulamasındaki hak durumu saptanmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Kabule göre de, ihyasına karar verilen 965(138) sayılı kök parselin bir kısmı imar planında orman alanında kalsa dahi, imar işleminin İdari Yargıda iptal edilmesiyle, bu işlemin kapsadığı tüm uygulamaların iptal edilmiş sayılacağı gözetilmeksizin taşınmazın kısmen terkinine karar verilmesi doğru olmadığı gibi; yargılama masraflarının iptale konu idari işlemi yapan ve böylece dava açılmasına sebebiyet veren belediyeye yüklenmesi gerektiğinin düşünülmemesi de doğru değildir. Hazinenin, temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi delaletiyle) HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.