MAHKEMESİ: AKÇAABAT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 22/10/2010NUMARASI: 2010/69-2010/320Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, 104 ada 25 sayılı parselin bir bölümünün kıyıda kaldığını ileri sürerek, tapusunun iptalini istemiştir.Davalılardan bir kısmı davanın reddini savunmuş; diğerleri davaya cevap vermemişlerdir.Davanın kısmen kabulüne ilişkin mahkeme kararı Dairece, 5841 sayılı Yasa çerçevesinde bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir. Karar, Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava; tapu iptali isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddi gerektiğine değinen Daire bozma kararına uyularak davanın reddedildiği görülmektedir.Gerçekten de; işin esası bakımından 5841 sayılı Yasa'nın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ne varki, anılan Yasa Anayasa Mahkemesi'nin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve kararın 23.7.2011 tarihinde resmi gazetede yayımlanmasıyla iptal hükm?? yürürlüğe girmiştir.Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında, 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin mahkeme kararının, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasa'nın 153. maddesine göre iptal kararı geriye yürümese de, 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere, iptalin kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemiyeceği ve henüz devam eden anlaşmazlıkların iptal kapsamına gireceği açıktır. O halde, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin verilen kararın doğruluğundan söz edilemez. Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer.Hal böyle olunca; işin esası hakkında 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak ve yargılama masrafları yönünden de 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için karar bozulmalıdır.Hazinenin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla) HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.