Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10113 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8527 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: TRABZON 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 25/03/2010NUMARASI: 2008/13-2010/75Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalı adına kayıtlı olan 1603 ada 32 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığını ileri sürüp, tapu kaydının iptaline ve yapının yıkımına karar verilmesini istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürede dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptali, sicilin kütükten terkini ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın kadastro tesptinin 03.5.1971 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 04.1.2008 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Bu durumda, dava tarihine kadar 5841 Sayılı Yasanın 2.maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde eklenen hüküm uyarınca 10 yıllık sürenin geçtiği açıktır. Bilindiği üzere; 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen süre hak düşürücü süre olup, kamu düzeni ile ilgilidir ve mahkemece davanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekli olumsuz dava şartlarındandır.Özellikle bu hususlar gözetilerek davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak hemen belirtmelidir ki; bir taraf, dava açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre davasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğü giren (geçmişe etkili) yeni bir yasa hükmü ya da yeni bir İnançları Birleştirme Kararı gereğince davayı kaybederse, davada haksız çıkmış olmasına rağmen, yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz.Anılan bu kural yasal ve yargısal uygulamada kararlılık kazanmıştır.(Baki Kuru, Hukuk Usulü Muhakemeleri 5. cilt, sayfa 5338, dipnot 159; 10. H.D. 21/12/1976, 8770/8739 ve dipnot 160: 5. HD 12/09/1977, 5445/5655 dipnot 161: 10.HD 24/02/1976, 6296/1297) Ayrıca her dava açıldığı tarihteki koşullara bağlıdır. Öte yandan avukatlık ücreti 04.09.1957 tarih ve 4/16 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca yargılama giderlerinden sayılır.Ne varki, somut olayda mahkemece keşif yapılmamış çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde olup olmadığı ve dava tarihinde davacı Hazinenin haklılığı belirlenmemiştir.O halde, öncelikle çekişmeli taşınmazın dayanak tapu kaydının Hazinenin de tarafı olduğu ilamla oluşup, oluşmadığının belirlenmesi, oluşmamış ise keşfen uzman bilirkişilerce kıyı kenar çizgisinin saptanması, keşif sonucu çekişmeli bölümün kıyı içinde bulunduğu ve dava tarihinde davacı Hazinenin haklı olduğu anlaşılır ise yargılama sırasında yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa gereğince dava reddedildiğinden, davalının tüm yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacının, bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.