Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10070 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8467 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : LADİK SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/11/2012NUMARASI : 2010/72-2012/246Yanlar arasında görülen sınır tespiti ve elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece derdestlik dava şartı nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ' nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, sınır tespiti ile çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir.Mahkemece, derdestlik dava şartı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli 218 parsel sayılı taşınmazın 13.08.1985 tarihinde yapılan kadastro tespiti ile dava dışı M..Ö..ve H.Ö.adlarına ½ şer paylarla tespit görüp, 30.12.1996 tarihinde kadastro tespitinin kesinleştiği, davacıların anılan payları 06.10.2006 tarihi ile 16.03.2009 tarihlerinde satış suretiyle edindikleri, komşu 219 parsel sayılı taşınmazda ise davalıların ½ şer paylarla malik oldukları, davacıların 14.03.2007 tarihli dilekçe ile davalılar aleyhine Ladik Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/ 71 esasında açtıkları davada da 218 parsel sayılı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğinde bulundukları, bu davanın halen derdest olup, eldeki davanın ise 26.02.2010 tarihinde açıld??ğı anlaşılmaktadır.Davacılar, çekişmeli 218 parsel sayılı taşınmazın 3.630 m2'lik bölümünün komşu 219 parsele dahil edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış ve sınırın tespiti ile elatmanın önlenmesini ve 3.630 m2 yerin kendilerine teslimini istemişlerdir.Bilindiği üzere, her dava açıldığı tarihteki koşullara göre incelenir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK nun 187/5. maddesi uyarınca derdestlik dava şartı olmayıp, ilk itiraz niteliğindedir. Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülen davalarda ise ilk itirazın en geç ilk oturumda ileri sürülmesi gerekmektedir.Somut olay dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK hükümleri uyarınca irdelendiğinde; ilk oturumun 13.04.2010 tarihinde yapıldığı, derdestlik itirazının ise 21.09.2010 tarihinde yapılan dördüncü oturumda ileri sürüldüğü görülmektedir. Yasal süre geçtikten sonra yapılan ilk itiraza itibar edilmesi olanaklı değildir.Hal böyle olunca, davalı süresinde derdestlik ilk itirazını ileri sürmediğinden davaya devem edilip işin esası incelenerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.