Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10038 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2896 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2009/376-2013/512Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl davanın davacıları tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, tetkik hakimi.. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü;-KARAR-Asıl dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine, karşı dava ise, kat mülkiyeti yasasına dayalı apartman ortak giderlerinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakan Surin Bucuryan’dan intikal eden iştirak halinde malik oldukları 1302 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölümü davalının haksız kullandığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Davalı ise, dava konusu taşınmazı muris S. B.’ın vekili olan davacı Erşan’dan 21.06.2000 tarihinde 10.000,00 TL bedelle satın aldığını, taşınmazın tadilatını yaptırıp faydalı ve zaruri gider olarak 20.000,00 TL harcama yaptığını, yeri aldıktan çok sonra murisin vesayet altına alınıp aleyhine açılan dava sonucunda ehliyetsizlik nedeniyle tapu kaydının iptali ile muris Surin adına tescile karar verildiğini, anılan kararın temyiz aşamasında olduğunu, çekişmeli taşınmazı 01.03.2006 tarihli tutanak ile davacı Erşan’a teslim ettiğini, taşınmaza müdahalesi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise, dava konusu taşınmazın bulunduğu binada yönetici olduğunu, apartmanın çatı onarımı, pis su giderlerinin yenilenmesi, boya ve diğer giderleri için harcama yaptığını, aidatı ödediğini ileri sürerek bu giderlerden 4 nolu daireye isabet eden 7.500,00 TL bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, çekişme konusu 4 nolu dairenin keşif anında boş olduğu, kapısının kapalı bulunduğu, davalı tarafından kullanılmadığı, anahtarın davalıda olmayıp çilingire açtırıldığı, davalının 01.03.2006 tarihinde taşınmazı davacı Erşan’a teslim ettiği, daha önceki dönem için istenilen ecrimisilin yerinde olmadığının mahkeme kararı ile belli olduğu, karşı dava bakımından, davacı Nurkan’ın yönetici iken dava konusu yerin ortak yerlerine yaptığı masrafların harcama tarihi itibariyle Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uyarınca 4 nolu dairenin arsa payı olan 19/66 paya isabet eden 941,36 TL nin tahsili gerektiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; çekişme konusu 1302 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölümün kayden davacılar adına iştirak halinde mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, taşınmazın öncesinde mirasbırakan S. B. adına kayıtlı iken vekili E.. S.. aracılığıyla 21.06.2000 tarihli akitle davalı Nurkan’a satış suretiyle temlik edildiği, davalı Nurkan’ın taşınmazı kullanmakta iken daha sonra murise Şişli 2. Sulh mahkemesinin 19.12.2000 tarih, 2000/403 esas, 2000/1401 karar ile davacı N.. N..’nun vasi atandığı, vasi Nurhan’ın ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak açtığı davada, Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.03.2004 tarih, 2001/336 esas, 2004/158 karar sayılı kararı ile dava konusu 4 nolu bağımsız bölümün temliki tarihinde muris Surin’in ehliyetsiz olduğu belirlenerek anılan taşınmazın davalı Nurkan adına olan tapu kaydının iptali ile mirasbırakan S. B. adına tesciline karar verildiği, hükmün derecattan geçmek suretiyle 14.03.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Öte yandan: davalı Nurkan’ın muris Surin vasisi N.. N.. aleyhine 4 nolu daire için ödediği satış bedeli ile zorunlu ve faydalı giderlerin tahsili istekli dava açtığı, anılan davada, vasi Nurhan’ın karşı dava ile ecrimisil talebinde bulunduğu, İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.07.2012 tarih, 2012/51 esas, 2012/379 karar sayılı kararı ile taşınmazın akit tablosunda gösterilen satış bedeli, harç ve masraflar ile zorunlu ve faydalı gider toplamı olmak üzere toplam 22.324,54 TL nin tahsiline karar verildiği, davalının satış nedeniyle ödediği bedeli geri alıncaya kadar taşınmazda hapis hakkı bulunmakla ecrimisilden sorumlu tutulamayacağından karşı davanın ise reddedildiği, kararın derecattan geçmek suretiyle 24.02.2013 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.Diğer taraftan; 01.03.2006 tarihli adi yazılı tutanakda; Kerdeş apt., No; 168 sayılı binanın 3. kat, 4 nolu dairesinin tapusunun iptali sonucu 01.03.2006 tarihinde E.. S..’ya yanlarında teslim edildiğinin belirtildiği, anılan tutanağı dava dışı Ü.. D.., Z.. T.. ve B.. G..’in imzaladıkları, tutanak mümzilerinin yargılama sırasında tanık olarak dinlendikleri ve beyanlarında, tutanağın içeriğini doğruladıkları, ne varki, anılan tutanakda davacı Erşan’ın ise imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.Yukarıda açıklanan dosya kapsamına göre, davacıların, TMK.nun 683. maddesi gereğince mülkiyet hakkına dayalı olarak eldeki davayı açtıkları, adına olan tapu kaydının kesinleşmiş mahkeme kararı ile iptal edilmiş olmasına rağmen davalının çekişme konusu bağımsız bölümü tasarrufu altında bulundurduğu, apartman aidatlarını ödemeye devam ettiği, dairenin anahtarını davacılara teslim ettiğini de ispat edemediği açıktır.O halde, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın çekişme konusu taşınmazı tasarruf altında bulundurduğu dikkate alınarak ve davacıların çaptan kaynaklanan mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.Ayrıca, taşınmazın tapu kaydının iptali ve muris adına tesciline karar verilmesine dair hükmün kesinleşme tarihi olan 14.03.2005 tarihinden itibaren davacı tarafın mülkiyet hakkı sahibi oldukları, davalının taşınmazın satış bedeli ile zorunlu ve faydalı gidere ilişkin talebinin mahkeme kararı ile hükme bağlandığı ve şahsi hak oluşturacağı dikkate alınarak 14.03.2005 tarihinden itibaren ecrimisil isteğinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere asıl davanın reddedilmesi isabetsizdir. Kabule göre de, karşı davada 7.500,00 TL alacak talebinde bulunulduğu, mahkemece, 934,01 TL alacağın hüküm altına alındığı gözetilerek reddedilen kısım üzerinden kendini vekille temsil ettiren davalılar (asıl davanın davacıları) yararına vekalet ücretine karar verilmemiş olması da doğru değildir.Hal böyle olunca; asıl davanın davacılarının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.