Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9916 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 20277 - Esas Yıl 2012





I-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2.maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 Sayılı Yasa'nın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı yasanın 322.maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8.maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, II-Katılan vekilinin “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan hükme yönelik temyizine gelince:Serbest muhasebeci olduğunu belirten sanık T ile kayıtlarını tuttuğu inşaatın sahibi olan sanık E'nin suç tarihinde birlikte hareket ederek diğer sanıkları inşaatta çalışmadıkları halde sigortalı işçi olarak işe girmiş ve çalışıyorlarmış gibi sigortalı işe giriş bildirgeleri ile iki dönem sigorta prim bordrosunu düzenleyip sigorta kurum kayıtlarına intikalini sağladıklarının iddia olunması karşısında; sanık T'nin “sigortalı işe giriş bildirgesi” ve “prim bordrosu” düzenlemek şeklindeki eylemi 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 2-A maddesinde belirtilen “Muhasebecilik ve Mali Müşavirlik mesleğinin konusu” kapsamındaki işlerden olup aynı Yasanın 47. maddesi aracılığıyla 765 TCK'nın 339/1. (5237 sayılı TCK'nun 204/2.) maddesindeki suçu oluşturacağı ve diğer sanıkların eylemlerinin de aynı suç kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğinden, soruşturma raporunun düzenlenmesi sırasında tanık olarak ifadeleri alınan M, M, İ ve soruşturma raporunda adı geçen S ileVnin tanık sıfatıyla çağırılıp dinlenmeleri, sigortalı yapılan sanıkların çalıştıkları iddia edilen süre içerisinde, hastalıkları nedeniyle sevk alıp almadıklarının araştırılıp, almışlarsa buna ilişkin kayıtların getirilmesi, sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itiarazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kannu-nun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 12.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.