Dava ıslah edilmiş haliyle taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın bağımsız bölümlerinin aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu mahdesatın 7, 8 ve 9 numaralı bağımsız bölümlerinin davacı tarafın miras bırakanı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmiş, hüküm davalılardan A, E. ve E. tarafından temyiz edilmiştir.1- Tapuda kayıtlı ve taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davasına konu olduğu belirlenen (..) ada (..) parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan bina niteliğindeki muhtesatın çatı katında yer alan 9 numaralı dairenin davacıların miras bırakanı tarafından meydana getirildiği, mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Bu nedenler ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre davalı tarafın buna ilişen ve aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davalı tarafın muhdesatın üçüncü katında bulunan 7, 8 numaralı bağımsız bölümleri yönünden verilen hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince, taşınmaz üzerinde daha önce mevcut bulunan bir muhtesata yeni bölümler ilave edilmesi veya mevcut muhtesatın yeni bölümler ilave edilmesi veya mevcut mahtesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhtesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhtesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhtesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Mevcut muhtesata yeni bölümler ilave edilmesi veya mevcut muhtesatın bakım ve onarımının yaptırılması muhtesatın bu işleri yapan kişiye ait olması sonucunu doğurmaz. Bu tür işlerin yapılması için harcanan giderler muhtesatın değerini artıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir. İyileştirici nitelikteki bu giderleri tek başına karşılayan taşınmaz malik ya da maliklerinin koşullarının varlığı halinde bu giderlerden paylarına düşen kısmını BK. 61 ve onu izleyen maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açacağı eda nitelikli bir alacak davası ile taşınmazın diğer maliklerinden isteyebileceği tartışmasızdır. İyileştirme giderlerini yapan taşınmaz malik ya da maliklerinin taşınmazın ortaklığınının giderilerek satılması ve muhtesatttan yararlanmalarının son bulması ile istenebilir hale gelecek bu giderler için eda nitelikli alacak davası açma hakkı mevcut iken önceden açacağı bir dava ile iyileştirme giderlerinin tespitini istemekte hukuki yararı bulunduğundan da söz edilemez.Duraksamadan belirtmek gerekir ki hukuki yarar dava koşuludur.Somut olaya gelince; mahkemece dinlenen tanık anlatımlarından dava konusu 7 ve 8 numaralı dairelerin öncesinde çamaşırhane olarak çekme kat niteliği ile var olduğu, daha sonra bu kısımların tadilat neticesinde terastan tam kata çevrildiği anlaşılmaktadır.Şu halde, mahkemece muhdesat olarak tespitine karar verilen 7 ve 8 numaralı bağımsız bölümler yönünden yapılan harcamaların yeni bir muhdesat meydana getirme olmayıp, az yukarıda açıklandığı üzere iyileştirme gideri niteliğinde olduğu kuşkusuzdur.Hal böyle olunca; mahkemece dava konusu 7 ve 8 numaralı bağımsız bölümlere yönelik davada hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın bu istem kalemleri yönünden reddine karar verilmesi ve davanın kısmen kabulü sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması gerekirken, davanın niteliğinde ve delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm verilmesi isabetsiz, davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmünBOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgililerine iadesine, Yargıtay duruşmasında kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar yararına taktir ve tespit olunan 900.00 TL.vekalet ücretinin davacı tarafından alınarak temyiz eden davalılara verilmesine 21.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.