Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 991 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 1065 - Esas Yıl 2009





Davacı, sigorta kayıtlarında yanlış yazılan baba ve anne adının düzeltilerek, çalışmalarının kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edeldi.KARARDavacı sigorta kayıtlarında yanlış yazılan baba adı ve anne adının düzeltilerek çalışmaların kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece İstemin kabulü ile davacının 29.05.1990 tarihli giriş bildirgesindeki anne ve baba adının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar vermiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden Klima A.fi. unvanlı işyerinde H. ve Z. oğlu, fi. 29.06.1935 doğumlu H’nin 17.05.1990 tarihinde işe girdiğine ilişkin bildirgenin 20106617 sigorta no ile davalı Kuruma süresi içinde verildiği, mahkemece yapılan imza incelemesinde bilirkişi tarafından düzenlenen raporla bildirgedeki imzanın davacının eli mahsulü olmadığının ancak bildirgenin sol üst köşesinde bulunan zımba ile tutturulmuş fotoğrafın davacıya ait olduğunun bildirildiği, bordro tanıklarının dinlenmediği, ayrıca davacının Bulgaristan göçmeni olması nedeni ile davacıya 31.08.1990 tarihine kadar doğum kaydı yerine geçmek üzere 31.08.1989 tarihinde göçmen belgesi verildiği, daha sonra Bakanlar Kurulu’nun 17.06.1994 tarih ve 1994/5781 K sayılı kararı ile Türk vatandaşlığına kabul edildiği, bu nedenle giriş bildirgesinin verildiği tarihten yaklaşık 5 yıl sonra 17.01.1995 tarihinde nüfusa tescil edildiği anlaşılmaktadır.Sigortalılığın; zorunlu, kişiye bağlı ve özellikle devredilmez bir hak olduğu ve bu nedenle bu tür davaların özel bir duyarlılığı gerektirdiği gözetilerek çalışmaların başka bir sigortalıya ait olup olmadığı noktasında titizlikle inceleme yapılması ve toplanan delillerle hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde hizmetin gerçekte kime ait olduğunun saptanması gerektiğinden mahkemece yapılan araştırmanın dişinda“H. ve Z. oğlu 1935 Doğumlu H.”adlı bir sigortalı olup olmadığı, bu kişinin davalı şirkette ihtilaf konusu dönemde çalışıp çalışmadığının da araştırılması gerekir.Yapılacak iş; davacının kayıtlı bulunduğu ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden“H. ve Z. oğlu Ş. 29.06.1935 doğumlu H.”isimli bir kişinin nüfusta kayıtlı olup olmadığı sorularak varsa nüfus kaydının getirilmesi, bu kişinin yöntemince davaya katılımının sağlanarak varsa doğru sigorta no’su tespit edilerek, sigorta dosyası getirtilip ihtilaf konusu dönemde davalıya ait işyerinde çalışıp çalışmadığı araştırılarak, davaya karşı beyanı alınıp bildirdiği deliller toplanarak çıkacak sonuca göre karar vermek, böyle bir kişinin bulunmadığının anlaşılması halinde ise dönem bordrolarında çalışmaları bulunan bordro tanıkları ve işverenin beyanlarına başvurularak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucunu göre karar vermektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 08.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.