Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 985 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26846 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak borçlular ...,....... ve.....Ortaklığı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlulardan ...nin yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, yetki itirazı ile birlikte takibin iş ortaklığı aleyhine yapıldığını belirterek husumet itirazında bulunduğu, mahkemece yetki ve husumet itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.İİK. nun 50/1.maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK. nun 447/2. maddesi atfıyla HMK. nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı akdin yapıldığı icra dairesi de yetkilidir.Buna göre, çeke dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. 6.md.), muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK. 10.md.) ve ayrıca İİK. nun 50/1.maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir.Hukuk Genel Kurulu’nun, 15.01.2014 tarih ve 2013/12-476 esas 2014/5 karar sayılı kararında, ihtiyati haciz kararının verildiği mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinde takip yapılabileceğine ilişkin İİK.nun 50. maddesi yollaması ile kıyasen uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK’nun 12.maddesinin, 6100 Sayılı HMK’da karşılığı bir düzenleme bulunmadığı ve bu nedenle, ihtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, sırf o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceğinin kabul edilmesi üzerine, Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin, icra takibi için yetkili hale gelmeyeceği sonucuna varılmıştır.Somut olayda, takip dayanağı çekte keşide yerinin, muhatap bankanın bulunduğu yerin ve borçlunun yerleşim yerinin.... olduğu görülmektedir.Bu durumda alacaklının icra takibini başlattığ....., çeklerin keşide yeri, muhatap bankanın bulunduğu yer ya da borçlunun yerleşim yeri olmadığına göre yetkisiz olup, mahkemece borçlunun yetki itirazının kabulü karar verilmesi gerekirken ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olduğu gerekçesiyle reddi yönünde hüküm tesisi doğru değil ise de bu husus temyize konu edilmediğinden bozma nedeni yapılamamıştır.Ancak, takip talebi incelendiğinde takibin ...,........ ve .... Ortaklığı aleyhinde yapıldığı görülmektedir.İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortaklığın (Joint Venture’nin) tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti yoktur. Ancak gerçek ve tüzel kişilerin taraf ehliyeti vardır. (Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı 2004 bas. Sahife 137 HGK. nun 08.10.2003 tarih ve 2003/12-574 E 2003/564 K. Sayılı içtihadı) Bir diğer anlatımla, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki takibin bütün ortaklar hakkında başlatılması zorunludur. Taraf ehliyeti kamu düzeninden olup mahkemece kendiliğinden göz önüne alınmalıdır. Öte yandan yasanın emredici kuralından kaynaklanan ve bir hakkın yerine getirilmesi ile ilgili bulunan bu husus hakkında ortaklığı oluşturan ortaklardan her birinin İİK. nun 16/2.maddesi gereğince süresiz şikayet hakkı vardır.Şikayete konu takipte, borçlu olarak ...,..... ve ..... Ortaklığının gösterildiği ve adi ortaklık adına da ödeme emri çıkarıldığı görülmektedir.Adi ortaklığın tüzel kişiliği ve dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmadığından adi ortaklık hakkında yapılan takibin ve çıkarılan ödeme emrinin hukuken geçerliliği bulunmamaktadır.O halde mahkemece bu husus re’sen gözetilerek..... Ortaklığı hakkındaki takibin iptali yerine, bu yöndeki şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.