İnegöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/02/2015 tarih ve 2015/41-2015/41 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi karşı taraf (alacaklı) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati hacze itiraz eden (borçlular) vekili, ihtiyati haciz için gerekli olan yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediğini zira, alacağın likit olmadığını, hesap kat ihtarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği gibi, hesapların da usulüne uygun kat edilmediğini, ihtarnamenin gerçek borç dökümünü göstermediğini, borcun muaccel hale gelmediğini, mal kaçırma durumunun da söz konusu olmadığını ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Karşı taraf (alacaklı) vekili, itirazın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın tam olarak ispatı aranmayıp, yaklaşık bir kanaat uyandıracak belge ve kanıtların sunulmasının yeterli olduğu, Genel Kredi Sözleşmesinin itiraz eden borçlular tarafından asıl borçlu ve kefil sıfatıyla imzalandığı ve bu kişilere hesap kat ihtarının gönderildiği, borcun muaccel hale gelebilmesi için kredi hesabının kat edilmesinin yeterli olduğu, ihtarnamenin borçlu veya kefile tebliğ zorunluluğunun bulunmadığı, esasen itiraz sebeplerinin açılacak bir menfi tespit ya da itirazın iptali davasında ileri sürülebileceği, İİK'nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin sınırlı olarak sayıldığı ve belgenin niteliğinin bu sebepler arasında yer almadığı gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiştir.Kararı, karşı taraf (alacaklı) vekili temyiz etmiştir.Talep, genel kredi sözleşmesine dayalı ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile itirazın reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine duruşma açılarak yargılama yapıldığı ve itirazın reddine karar verildiği halde karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 20. maddesi göz önünde bulundurularak kendisini vekil ile temsil ettiren (alacaklı) yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, karşı taraf (alacaklı) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ihtiyati haciz talep eden yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.