Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9703 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2481 - Esas Yıl 2010
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, murisleri Yunus ile davalıların murisleri Seyit arasında düzenlenen Bakırköy 7. Noterliği’nin 12.04.1993 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlediğini, muris Yunus’un 900.000,00.-TL. bedel karşılığında davalıların murisi Seyit ’in maliki olduğu 4 parsel sayılı taşınmazın 1. bodrum katta 38/1200 arsa payına isabet eden 4 no’lu bağımsız bölümü satın aldığını, tapusunun da devredildiğini, ancak aynı taşınmazın satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı kişilere satışının yapıldığını, dava dışı 3. şahıslar tarafından açılan dava sonucunda, bu şahıslar adına tescile karar verildiğini ve kesinleştiğini, murislerinin satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı ve bedelini ödediği daireye teslim alamayıp mülkiyetini de iktisap edememiş olduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00.-TL. alacağın dava tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, davanın görev yönünden reddi ile dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.1- Mahkemece, dava konusu daire satışının davalının ticari veya mesleki faaliyetinden kaynaklanmadığı, bu kişinin tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un tarif ettiği satıcı tarifine uymadığının kabulü gerekçesiyle genel mahkemenin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere bir uyuşmazlığın 4077 sayılı Tüketicini Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalması ve tüketici mahkemesinin görevli olması için tarafların Yasanın 3. maddesinde tanımı verilen tüketici ve satıcı sağlayıcı olması, gerekir. Mahkemece, satışa konu dairenin davalının ticari veya mesleki faaliyetinden kaynaklanmadığı bu nedenle uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa kapsamında kalmadığı kabul edilmiştir. Ne var ki davalıların murisine karşı dava dışı 3. şahıslar tarafından açılan ve kesinleşen Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/633 esas, 2002/268 karar sayılı ilamında, muris Sayıt’ın yüklenici olduğu ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşaat yapıp sattığı belirlenmiştir. Satıcının yüklenici olması halinde uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa kapsamında olduğu ve Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kuşkusuzdur. Bu durumda, mahkemece, davalıların murisi ile arsa sahipleri arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi ibraz ettirilmeli, davacıların murisine satılan dairenin yükleniciye düşen daire olup olmadığı saptanmalı, şayet uyuşmazlık konusu daire davalıya düşen daire olup, yüklenici tarafından satılmış ise satıcının yüklenici olduğu ve uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığından bunun sonucu Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece, bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.2- Bozma nedenine göre davacıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Davacılar tarafından temyiz edilen kararın (1) no’lu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, (2) no’lu bentte gösterilen nedenle de davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 30.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.